Anneler artık ağlamasın, bayram yapsın!

Anneler artık ağlamasın, bayram yapsın!

SELMA SAVCI

Siyasete fazla bulaşmadan ve tarafgirlik yapmadan körü körüne bazı şeyleri savunmaktansa doğruları dümdüz bir şekilde anlatmayı her zaman misyon edinmiş birisiyim. Elbette herkesin gönlünde bir aslan yatıyor orası ayrı ama bugünkü konu bence siyaset üstü bir konu

Malumunuz "Terörsüz Türkiye" mottosuyla yola çıkılan ve bana göre bir milat olanMHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin çağrısısonrası DEM Parti'nin şu anda hastanede olan Sırrı Süreyya Önder'in de aralarında bulunduğu heyetin Taksim'deki bir otelden "Silahları bırakın" çağrısıyla iyice ortaya çıkan bir hal almıştı.

Bugün geldiğimiz noktada ülkemizin prangalarından olan terör belasının ebediyen yok edilmesi için tüm devlet akıllarının ortaya konulması son derece anlamlı bir harekettir. Özellikle Suriye'de Katil Esed yönetiminin yok edilmesi ve yerine gelen Ahmed El Şara yönetiminin teröre karşı dimdik ayakta durmaları ve ülkemizin dış politikada Hakan Fidan önderliğinde kararlı mesajların atılmasıyla birlikteSuriye'den ülkemize sızan terör tehlikesinin önüne geçilmesiyledaha güçlü bir ülke konumunda olmamız artık kaçınılmaz.

Ve en önemlisi de her gün eli kulağında bekleyen, yüreği kıpır kıpır edeneli öpülesi annelerimiziçin de müthiş gelişmeler silsilesi yaşamamız zaten en önemli parametremiz olsa gerek

Her daim bir terör belasıyla uğraştığımız dönemlerde hem manen çöküşümüz hem de madden çöküşümüzün hızlandırılması için özellikle Batı kaynaklı PKK terör örgütünün ayakta tutulma isteği ve ülkemizin derinliklerine indirilmek isteneneli kanlı terör örgütümensuplarıyla bunun alevlendirilmesi istenmişti her dönem. Ama bugün geldiğimiz noktada daha güçlü bir Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ve sınırlardadosta güven düşmana korku salan teknolojik atılımlarımızla daha kendinden emin hareket etme lüksüne kavuştukelhamdülillah

Bu işin mimarı olarak tarihe geçen MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin, İmralı'nın 27 Şubat'ta DEM Parti heyeti aracılığı ile yaptığı, terör örgütü PKK'ya tüm bileşenleriyle silah bırakma ve kendisini feshetme çağrısının tarihi bir dönüm noktası olduğunu belirterek, şunları kaydetmişti:

"Milletimiz umutlu bir bekleyiş içerisindedir. Bu beklentiyi hüsrana değil sevince dönüştürmek elimizdedir. Neyi nasıl yaparsak milletimizin hayrına olur düşüncesiyle hareket etmek durumundayız. Yol haritamızı bu doğrultuda hukuk,ahlak ve demokratik siyaset çerçevesindebelirleyip iyi niyetle uygulamalıyız. O takdirde yeni bir Türkiye ile güvenlikli, huzurlu yeni bir hayatla buluşmamız mümkün olabilecektir. Terörsüz Türkiye demokrasinin daha güçlendiği bir Türkiye olacaktır. Yeni bir dünya düzeninin şekillendiği dönemde bu gelişmeyi Türkiye için bir fırsata dönüştürmek mümkündür. Elbet terörsüz Türkiye'den rahatsızlık duyanlar da devrededir. Terörden, terörün kanlı elinden, bölücülük melanetindençıkar devşiren odaklarsüreci enfekte etmenin yarışındadır. O sebeple barış ve huzurun inşasında herkese sorumluluk düşmektedir. Bu kapsamda gecikmemek, geciktirmemek ve sahip çıkmak öncelikli meseledir."

Şu altını çizmemiz gereken en önemli ayrıntı ise kuşkusuz, bu kapsamda herkesin üzerine düşen görevi layıkıyla ve en önemlisi de birilerine yaranma kaygısı içerisinde değil, ülkemizin menfaatine yakışır şekilde bu ülkenin topraklarına aidiyet duygusu içerisinde yapmamız gerekiyor