Serenay'ın bacaklarına bakarken göremediyse demek

Gelmiş geçmiş en büyük iddiası Taksim Meydanı'nda anırmak olan lağım üsluplu, sosyolojik analiz yapmış; Müge Anlı ve Esra Erol programları ile gazete-tv haberleri üzerinden ahalinin sair ekseriyetinin lümpen olduğuna hükmetmiş. Ve dahi varoş Ne idüğü belirsiz Gudubet Amoral Her türlü suça eğilimli 'Toplumda başat sınıf lumpenproletarya olduğu için' oluyormuş hep bu kadın kesmeler, balkondan atmalar, betona gömmeler, gaz döküp yakmalar, bıçakla çizmeler, sopayla yamultmalar, tekme tokat girişmeler, taşlı kavgalar Hep varoşlarda, hep varoşlarca! Zaten 'tipler belli'ymiş; "Tıknaz beden, değirmi surat, pis sakal, dazlağa yakın kısa saç, bira göbeği. Yazın şort ve terlik. Ve de oradan oraya koşturan şalvarlı kadıncağızlar. Yoksul hırkası ve şalvar. Birbirinden gudubet." 'Niçin Nişantaşı'nda kimse kimseyi öldürmüyor'muş 'Niçin Maçka'da en son cinayet 1921 yılında Mehdi Bey'in vurduğu Şişli Güzeli Mediha Hanım cinayeti'ymiş Bir yandan "Bu insanlar mı Avrupa sokaklarına salınacaktır" Diye hayıflanırken, diğer yandan derin bir iç çekmiş; "Senin işin zor be Türkiye. Sen en iyisi Serenay'ın bacaklarına bak, avunursun." Müge Anlı, Esra Erol, Serap Paköz, Didem Arslan Yılmaz Yaptıkları gündüz kuşağı programlarında beliren fotoğrafın, Türk milletinin çoğu manevi tezini çökerttiğine diyecek sözüm yok. Trajik bir yüzleşmeye vesile oldular; egemenler yalnız yaşıyor olmayı, kırmızı ruju, etek boyunu, şortu "ahlak mezurası" yapmışken, komşusunun kocasına kaçan tesettürlü teyzeler tanıdık; çoluğa çocuğa musallat olan söz de "hacı(!) dede"ler; kimin kimin babası, kimin kimin çocuğu, kimin kimin karısı, kimin kimin kocası olduğunun belli olmadığı geniş muhafazakar(!) aileler; kızını satan anneler; namus cinayeti işleyen tecavüzcüler; Dallas'ı aratmayan sözüm ona sıradan hayatlar; daha neler; kimler Bu madalyonun bir yüzü. Gelin görün ki Hiç de "Tıknaz bedenli, değirmi suratlı, pis sakallı, dazlağa yakın kısa saçlı, bira göbekli" olmayan merhum Vatan Şaşmaz, İstanbul'un en köklü ve zengin semtlerinden birinde, bütün bu 'varoşsal eylemler'den muaf tutulan Maçka'ya yürüme mesafesindeki lüks bir otelde, hiç de "şalvarlı" ve de "yoksul hırkalı" olmayan bir kadın, Filiz Aker tarafından öldürülmedi mi Var mı öyle bütün faturayı toplumun cahil ve yoksul bırakılmışlarına kesip de, geri kalanı erdem abidesiymiş gibi yarım bırakmak hikayeyi. Yakın tarihin, dayak, tecavüz, işkence dolu en dehşet gecelerinden birinin baş kahramanları, entelektüel kesimin göz bebeği bir yazar ile dönemin en parlak haber spikerlerinden biri değil miydi Hâlâ tam manasıyla aydınlanamadığı için isimlerini anmamayı tercih ettiğim olayda,"Kimseye tecavüz etmediklerini ama orta sınıf ahlakına ters gelebilecek zevkleri bulunduğunu" söyleyerek savunmamışlar mıydı kendilerini Münferit mi Daha kaç gün oldu bir avukat, Şafak Mahmutyazıcıoğlu, İstanbul'un "nezih" varsayılan semtlerinden birinde öldürüleli Lise öğrencisi Münevver Karabulut'u "doğrayıp" cesedini de çöp konteynırına atan Cem Garipoğlu, ülkenin en ünlü işadamlarından birinin yeğeni, Sümerbank'ın eski ortaklarından birinin oğlu değil miydi Şule Çet, Çinçin Mahallesi'nde mi katledildi Yirminci katından atıldığı plazanın sakinleri, Ankara'nın hatırı sayılır isimleri değil miydi Müebbet hapse çarptırılan sanıklardan birinin babası kamu bankalarından birinin eski üst düzey yöneticilerinden değil miydi Ve bu kalburüstü ailelerinin çocuklarının dosyasından dolandırıcılıktan, alkollü araç kullanmaya, görevi yaptırmamak için direnmekten, banka ve kredi