Usul vizyonu

Birkaç gün özellikle bekledim; mevzu demlensin. Anlık tepkiler, refleksler, yerini üzerinde düşünülmüş kritiklere bıraksın. Kim kimmiş, ne neymiş; iyice bir anlaşılsın. Anlaşılanlar "hazım" dediğimiz mekanizmada tartılsın. Gün itibarıyla, son kararım: Ya kantarın ayarı bozuk. Ya satılmaya çalışılan "ürün" ağır geldi. Ne oldu da, CHP'nin "İkinci Yüzyıla Çağrı"sı, umulduğu kadar heyecanlı bir karşılık bulamadı Ne oldu da, dünü dünlerde bırakacağı, yarınımızı bambaşkalaştıracağı iddiasıyla yapılan o görkemli tören, bir kısım siyasi, bir kısım ekonomist, bir kısım medya mensubu dışında büyük kitleleri efsunlayamadı BİR: İçeriğinden tamamen bağımsız olarak; Bir kere çok uzundu arkadaş. Ama çok uzundu. Çok çok uzun. Gereksiz şekilde uzundu. Tahammülü güç biçimde uzundu. Selvi Hanım hasta olmasaydı bile bir an içinin geçmesini mazur gösterebilecek, içi geçmeyeni mumla aratacak denli uzundu. Tam burada bilime sığınıyorum. Dediğim gibi içeriğinden bağımsız olarak, dünyanın en iyi tiyatro oyunu da, bin Oscarlı sinema filmi de, virtüözler geçidi konseri de ne olursa olsun "seyirci", "izleyici", "dinleyici" konumundaki kişilerin kesintisiz odaklanabildikleri, dikkat kesilebildikleri süre belli; neyi, niye zorluyorsunuz ki İnsan fanatiği olduğu futbol takımının maçını gözünü kırpmadan, pozisyon kaçırmadan izleyemiyor 90 dakika; ki söz konusu etkinlik kaç 90 dakika! Madem böyle bir ekonomik vizyon ortaya koyacaksınız, madem kendi iddialarının dünya çapındaki isimlerinden de bir kadro oluşturdunuz, alem onları da bir görsün, duysun, bilsin istiyorsunuz; Yapın "mola"ları olan, insanların kimin ne dediğini gerçekten anlayabileceği, irdeleyebileceği, karşılıklı tartışabileceği bir çalıştay Çıkın, aynı görkemde bir törenle, ama sadece "sonuç olarak ne dediğinizi" çat, çat, çat ilan edin millete; olsun bitsin. İKİ: Beklentiyi çok abarttınız abi! Hayal kırıklıklarının değişmeyen sebebi aslında hayallerin gerçeğe olan mesafesi değil mi Keşke çıtayı önden arşa çıkarmasaydınız da alkış da, beğeni de, çünkü yok değildi aslında, kalmasaydı bu kadar aşağıda Arşa doğru çıkan o ucu açık dik yokuşla takdirin işini hayli ama bir hayli zorlaştırdınız. ESAS VİZYONU Dünya, "cennet"in kapısını liberal kapitalizmle açmayı denedi mi Evet. Açabildi mi Hayır. Liberal kapitalizm, iddiası olduğu üzere demokrasinin teminatı olabildi mi Hayır. Otokrasileri bitirebildi mi Hayır. Ekonomisi liberalleşen Çin, demokratikleşti mi mesela Zinhar! Orduların olmadığı, savaşların olmadığı ütopik küresel dünya iddiasını gerçekleştirebildi mi Hayır. Sayısız ülke bizatihi liberal kapitalizmi beslemek üzere işgal edildi mi Evet. Liberal kapitalizmin ali menfaatleri için tehdit oluşturan özgürlükler söz konusu olduğunda liberaller, liberal olabildi mi Hayır. Liberal kapitalizm yükseliyor mu Hayır. Liberal kapitalizm çöküyor mu Evet. Fukayama'nın bile "Ancak insanlar ona inanmayı sürdürürse" ayakta kalabileceğini savunduğu liberalizm ona zaten temelden karşı olan bir siyasi yapıyı iktidara taşıyabilir mi Size bırakayım takdirini. Şahsımın liberalizm alerjisini yeterince açık ve net ortaya koyduktan sonra aynı netlikte iki "ama": BİR: Mevzubahis "Hangi istiklal vardır ki yabancıların nasihatlarıyla yükselebilsin" ise eğer Amerikan kılavuzluğu ile Arap, Rus vesair kılavuzluğu arasında hiçbir fark yoktur. Kurucu kılavuzu ABD, burnunu pislikten kurtarıcı kılavuzu Katar olanların ve dahi memlekette yabancıya peşkeş çekilmemiş "kaynak" bırakmayanların