Kimin kime neyi helal etmesini istediğinizin farkında mısınız

Bu toprakların tarih boyunca tanık olduğu en büyük yıkımlarından birine yol açan büyük deprem felaketinden sadece iki gün sonra, o gün itibarıyla "daha rahat" olduklarını, "yarın daha rahat olacaklarını" açıklamışlardı. Olmuşlar zahir! Çünkü "Çadırı beğenmezlerse otellere yerleştirilecekleri ve o otellerde bütün diğer temel ihtiyaçlarının karşılanacağı" vaat edildiği halde; Afetin ardından 23 günün geçtiği bugün bile hâlâ çadıra ulaşamadığı bilinen vatandaşlar varken Öldü mü kaldı mı o bile belli olmayan kayıplar varken Devletin, millete "kötü gün dostu olsun" diye teşkilatlandırdığı kuruluşlarla ilgili her gün yeni bir skandal patlak verirken On binlerce vatandaşın daha kırkı çıkmadan, bu millî yasın layığıyla tutulabileceği bir ortam teşkil etmekle yükümlü kimi "yöneticiler" vur patlasın, çal oynasın eğlence ortamlarına akabilmişken Velhasıl içinde liyakatsizlik, beceriksizlik, haksızlık, vicdansızlık, insafsızlık, arsızlık dolu "öyleyken böyle" listesi, milletin vicdanından yerin yedi kat dibine kadar uzamış haldeyken "Birkaç gün istediğimiz çalışmaları yapamadık. Helallik istiyorum" diyebilmek için epey bir "rahat" olmak gerekli! "Birkaç gün" gecikilen bir çay partisi, mezunlar buluşması, altın günü, sohbet-muhabbet, makara-kukara faaliyeti değil ki, "can kurtarma" işi; ölüm gecikmenin neticesi. On binlerce insanın vebali. "Helallik" versinlermiş. Rabbim ve milletim de affetsin mi! Daha kaç kere Annelerin canı, babaların kanı helal etmesini istedikleri; Evlat Doğması kim bilir ne heyecanla, umutla beklenen Kim bilir ne fedakârlıklarla büyütülen Kim bilir ne çok hayalin en güzel, en olmazsa olmaz parçası olan Saçının teli, tırnağının ucu için dünyaları yakmak göze alınan çocukları o insanların Kimi sımsıkı sarılmışken kucağında can veren; kimi son nefesini verdikten sonra bile elini elinden çekemeyen, son anlarında kim bilir hangi acılarına, korkularına, çaresizce tanıklık ettikleri çocukları. Kiminin anası, babası; belki günlerce inim inim inlemesini duydukları Günden güne sesi önce kısılan, sonra kesilen ve o beklenen "kurtarıcı"lar ancak ortalık tümden sessizliğe büründükten sonra gelen Kurmak için kim bilir ne badireler atlattıkları yuvaları, sahip olmak için kim bilir ne emek verdikleri evleri Mezarını bile bilmedikleri, bir mezarı olabilecek mi bilmedikleri "kayıp" sevdikleri Kiminin kolu Kiminin bacağı Kiminin gözü, kulağı; "helal olsun" deyip bağışlamalarını bekledikleri. Kime peki Can havliyle edilen feryatları bile "hak" sayıp helal edemeyenlere Tribünlerden yükselen sosyal iradeyi "hak" sayıp helal edemeyenlere! Neden peki Vatan uğruna mı Değil. Millet uğruna mı Değil. Devlet uğruna mı Değil. Birilerinin liyakatsizliği, beceriksizliği uğruna! CHP lideri, kendi parti politikası olarak gündeme getirdiğinde de itiraz etmiştim hakkı yenen ile hakkı yiyeni eşitleme tehlikesi bulunan bir "helalleşme" girişimine Şimdi AK Parti Genel Başkanı gündeme getirdiğinde de ediyorum. Kişilerden bağımsız olarak ilkesel bir alerji; Hesaplaşmadan