İyi bilmezdik

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi 'kabinesi'ne, 'parti içinden gelmeyen teknokrat bakan' kontenjanından dahil edilmesine rağmen "Benim" diyen AK Partili'den hızlı siyaset yaptı Böyle bir misyonu olmadığı halde seçim mitinglerine katıldı, seçmen azarladı! Amasya'da, "Ben 18 ay askerlik yaptım, CHP'ye oy vermek PKK'li olmaksa ben de PKK'liyim" diyerek AK Parti'nin propaganda diline tepki gösteren vatandaşı işaret ederek sarf ettiği "Bu adilere cevabı sandıkta verecek misiniz" ifadesi çok tartışıldı. Türk Hava Kurumu'yla girdiği polemik, popülaritesinin nirvanasıydı; "THK, uçuşa elverişlilik sertifikalarına 30 yıllık pilot olarak ben güvenmiyorum" dedikten sonra kendi THK'dan aldığı sertifikayla uçtuğu ortaya çıktı. Ayrıca, "30 yıllık pilot" olduğunu söylediğinde, henüz 45 yaşındaydı! Basınla da yıldızı barışmadı. Katıldığı etkinlikte kendisine mikrofon uzatan muhabiri "Korsan yayın yapmakla" suçladı. İhalesiz et alımıyla ilgili soruya karşılık "yaptığınız ıvır zıvır şeylerle devletin saygınlığını yitirmeye çalışıyorsunuz. Bunu hiç doğru bulmuyorum. Bu sizin yaptığınız gazetecilik değil maskaralıktır" dedi ve derhal "Akreditasyon" kartını oynadı. Bakan olmadan önce ABD'li patates üreticisi McCain Food'da danışmanlık yaptığı için, bakan olduktan sonra patates ithal yasağını kaldırması ve patateste gümrük vergisini sıfırlaması kafa karıştırdı. Samandan, buğdaya ithalat yelpazesinin her geçen gün genişlemesine dönük eleştirilere karşı "Paramız var ki yapabiliyoruz" savunması dillere destandı! Vatandaş aklıyla alay edildiğini düşünmüştü; ne dersiniz, "Et yerine balık, tavuk, hindi, yesek bu iş çözülecek. 40'ına kadar kuzu, 40'ından sonra kuzunun yiyeceğini yiyeceksin" çıkışıyla, diyetisyenlerden kapabilmiş midir bari bir artı "Eskiden İngiltere gelir bize 8 gol atardı. Ama artık barajın en büyüğü, köprülerin en uzunu bizde" şeklinde, güldürmeyen bir espri anlayışı vardı. İzmir Bayraklı'da, altında kurtarılmayı bekleyen insanların bulunduğu bina enkazının üzerine çıkıp telefonla konuşması büyük tepki aldı. Karadeniz'deki sel felaketlerini "Allah'ın işi; nerede ne olacağını bilemiyorsunuz" diyerek açıklaması zihinlerde kekremsi bir his bıraktı. TBMM'de, CHP'li Fethi Gürer'e "Gerizekalı" demesi, AK Parti sıralarında bile "soğuk duş" etkisine yol açtı. "Zaman zaman Yunan Adalarına gidip hediyelik eşya almıyorum. Girit yağı alıyorum. Kahvaltıda yiyorum ve mutlu oluyorum" derken, "yerli ve millî üretim"den ne anlayıp, ne anlamadığı alenen ortadaydı. Ki zaten, Tarım ve Orman Bakanlığı'na atanmasıyla ilgili olarak, "Kabine açıklanmadan 24 saat önce telefon geldi. Ben 4 saat içerisinde Ankara'da oldum. Tarım ve Orman Bakanlığı dışında bütün bakanlıklar aklımdan geçti" itirafıyla, peşinen işaret etmişti aslında bütün bu olanların olacağını! Gideni, minnet ve şükranla anmayacağız ama kolay kolay da unutamayacağımız ortada. Gelenin GDO'lu ürünleri meşrulaştırma çabasını hatırlayınca haliyle, hayli sınırlanıyor insanın dilek ve temenni alanı; Gelen gideni aratmasın da! GÜNÜN ŞARKISI Çukurovalı pamuk üreticileri, Mersinli narenciye üreticileri, Trakyalı ayçiçeği üreticileri, Ordulu fındık üreticileri, Rizeli çay üreticileri, Aydınlı