Garp cephesinde yeni bir şey yok

Dönemin Amerikan Başkanı Bush, Afganistan ve Irak'a, "Tanrı'dan görev aldığı" için saldırdığını söylemişti. Rusya Devlet Başkanı Putin'in "uçuş" yüksekliği biraz daha yere yakın; "Neo-Çar"lığı hayal ediyor! ABD, başından sonuna hayal ürünü olan "Irak'ın kitle imha silahları var" senaryosuna dayanarak ve sözde "özgürleştirmek(!)" üzere ülkeyi işgal ettiğinde, Almanya ve Fransa'nın münferit itirazları dışında kurumsal bir karşı duruş sergilemeyen, hatta işgalin fiilen parçası olan NATO; Rusya'nın, başından sonuna kendi kurgusu olan "Ukrayna baskısı altındaki 'bağımsız(!)'Donbas'a yardım" senaryosuna dayanarak ve sözde "kurtarmak" üzere başlattığı askeri saldırının "Uluslararası hukukun ciddi bir ihlali" olduğunu ve "tehdit" saydığını ilan etti. Sanki, kimyasal yalanları sonradan deşifre de olan ABD'nin yaptıkları "ihlal" değildi. Bosna'da, Slobodan Miloşeviç'in, tarihin, jeopolitiğin ve sosyolojinin olağan akışına aykırı "Büyük Sırbistan" ütopyası uğruna girişilen soykırım karşısında "fikir ayrılığına" düşen ve bir türlü net tavır geliştiremeyen AB; Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasını, "Avrupa'nın 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana yaşadığı en karanlık saatler" olarak tanımladı. Avrupa'nın göbeğinde, üstelik de BM'nin "güvenli bölge" ilan ettiği, "barış gücü(!)" korumasındaki Srebrenitsa'da işlenen savaş ve insanlık suçları, içlerini yeteri kadar karartamamıştı demek ki! Mevzu sahiden de uluslararası hukuk ihlali yahut sivil ölümleri ise, ne Srebrenitsalıları korumakla görevli olduğu halde katliama seyirci kalan Hollanda'ya, ne ABD'yle birlikte Irak'ı işgal eden İngiltere'ye, Polonya'ya karşı "görülmemiş yaptırım"dan söz etmeyen AB; Rusya için "Bugüne kadar görülmemiş yaptırımları devreye sokacaklarını" bildirdi. Yine hem Irak'ta, hem Afganistan'da, hem Bosna'da, hem Azerbaycan'da, hem Suriye'de, hem Ege Denizi'nde "uluslararası yasaların iğrenç bir şekilde ihlali"ne gıkını çıkarmayan, ne ABD'nin, ne İngiltere'nin, ne Yunanistan'ın, ne Ermenistan'ın, ne Sırbistan'ın "yüzyılımızdan aforozunu" gündeme getiremeyen Avrupa Konseyi; "İğrenç bir şekilde uluslararası yasaları ihlal eden, küresel güvenlik ve istikrara arar veren, Ukrayna'nın egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne saygı göstermeyen Rusya'nın güç kullanma şekli"ni gayri medeni(!) buldu ve "21'inci yüzyılda yeri yok" dedi. Hocalı'da insanların derilerini yüzmek tam 20'nci yüzyıllık; Felluce'yi napalmlarla, fosfor bombalarıyla vurmak da tam 21'nci yüzyıllık hareketler olmalı! Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısından sonra Garp cephesinde değişen hiçbir şey yok anlayacağınız; İkiyüzlülük baki! Keza şark cephesi de öyle Onlar da, Bizans'tan kalma bir köhne hayalin peşinde! GÜNÜN SÖZÜ --- Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki de, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi durumunda bile ABD'nin Rusya ile savaşmayacağını açıkladığına göre, Naim Babüroğlu'nun altını çizdiği bu cümleye dikkat kesilmenin tam vakti: "ABD ve Rusya hiç savaşmadılar ama her zaman paylaştılar." Dün ne öğrendik --- Rusya'nın Ukrayna'ya düzenlediği saldırılarla "öğrendik" değil de zaten bildiğimiz ama unutmaya meylettiğimiz hangi bilgilerimizi pekiştirdik diye bakmak daha doğru olacak