Destan

Nasıl olsa teşbihte hata olmaz; "destan"dan geçilmiyordu dünkü 15 Temmuz manşetlerinin çoğu. Kurtuluş Diriliş İstiklal Zafer İman Hepsi vardı ve ille de "destan"dı, şehitlerin yazdığı. Ki yanlış değil; Olağan dışı vuku bulan bir olay karşısında canlarını ortaya koydular. Az buz cesaret değildi sergiledikleri; canlarını ortaya koydular, canlarından oldular. F-16'lara kafa atmadılar belki ama bedenlerini tankların önüne canlı kalkan yaptılar. Kim "kahramanca" olmadığını iddia edebilir Belki farklı aidiyet, endişe ve güdülerle ama nihayetinde Türk Milleti'nin fertleri bir kere daha, "düşman"la fiili bir yüzleşme anında, işgalle burun buruna geldikleri sırada kaçmak ile kahramanca çarpışmak arasındaki tercihlerini, ikinciden yana yapacaklarını gösterdiler bütün dünyaya. 15 Temmuz şehitleri, şehit olmayı göze alan gazileri destan yazdı. Peki ya, şehitlerin yazdığı "destan" üzerinden kendilerine meşruiyet devşirmeye çalışanlar Onlar ne yazdılar "bak güneş nasıl da gülümsüyor şimdi dört yana gülen de görse bu güneşi" diye şiir yazdılar. "Sosyopolitik bir gerçek olarak Hocaefendi Sendromu" diye kitap yazdılar. "İslamın gülen yüzü" diye kitap yazdılar. Güzelleme yaptılar. Selam çaktılar. "Hocaefendiye edilen sözleri kendilerine edilmiş gibi incitici" buldular. "Dön artık" diye ağladılar. Tırnağının ucu kırılsa "Şifa dileklerini" paylaştılar. Şimdi "destan"sa yazılan, sanki mürekkebi kendi kanlarıymış gibi kasım kasım kasılmaya utanmıyorlar. Şaşırdık mı Hayır. Velakin, şaşırmıyor olmak, mide bulantısına engel değil ki! NE OLDU PAŞİNYAN RAKS EDİR MİSİN Tarih ibret duygusundan bu kadar yoksun bir iktidar kaydetmiş midir Suriye ve İran sınırındaki mayınları temizlemenin gerek siyasi, gerek ekonomik, gerek kültürel, gerek güvenlik anlamında "Helal olsun, aferin bize, ne de güzel iş başardık"lık sonuçları olmuş gibi, şimdi de Ermenistan sınırındaki mayınların temizliğine girişilmiş iyi mi! İddia gazetekars.com'a ait. Buna göre, Kars Akyaka'da mayın temizliğine başlanmasının üzerinden 20 gün geçti. Temizliği yapanlar da Güneydoğu'da olduğu gibi yine İsrailli. Sorsan, mayınlar etkin sınır denetim sistemleri kurulması önündeki en büyük engeller. Mayınlar, sınır yönetimini engelliyor, sınır yönetilemeyince de buradaki yasa dışı hareketliliğin, kaçakçılık faaliyetlerinin vesair önüne geçilemiyor. Keza, gizli saklı değil; Türkiye'nin yıllardır içinde bulunduğu, ortağı olduğu bir projenin gereği doğu sınırındaki mayınların temizlenmesi. İronik ama bu projenin sahibi de iktidarın en çok "Eyyyyyy"lediği, güya girmekten çoktan vazgeçtiği AB'ydi. AB'ye "kabul edilebilmemiz" için bakılan öncelikli alanlardan biriydi sınır yönetimi! Öyle ya, "AB üyesi" olduğumuzda bu sınırlar sadece bizim sınırlarımız olmayacaktı; AB'nin sınırları da olacaktı! NATO üyesi olarak,