Deniz Kâşifi iş başında

Türkiye İş Bankası ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), denizlerimizdeki yaşama dair bilimsel ve akademik çalışmalara destek olmak üzere bir işbirliğine gitti. Denizlerle ilgili araştırma yapan biliminsanları, akademisyenler ve araştırmacılar açısından büyük önem taşıyan işbirliği kapsamında, İş Bankası, Fransa'da üretilen ve "Deniz Kâşifi" adı verilen, ülkemizde ilk kez kullanılacak insansız sualtı planörü glider cihazını, ODTÜ bünyesindeki Deniz Bilimleri Enstitüsü'nün kullanımına sundu. ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, müsilaj başta olmak üzere denizlerimizi bekleyen tehlikeleri ve Deniz Kâşifi'nin önemini Hürriyet'e anlattı.Marmara Denizi'nin Türkiye ve dünyadaki konumunu önemini değerlendirebilir misinizMarmara Denizi dünyada esasında eşi benzeri olmayan çok ayrıcalıklı bir deniz. Bunun ana sebebi de Marmara Denizi'nin diğer denizlere iki boğaz sistemi ile bağlanıyor olması. Tam kapalı bir deniz değil ama tam açık deniz olarak da bunu adlandıramıyoruz. Tam manasıyla bir iç deniz. Türkiye dışında başka bir ülkenin buraya sınırı yok. Marmara ekosistemi, Akdeniz'den giren ve oksijenli suyla besleniyor. Bunun dışında Marmara Denizi'ne giren oksijen seviyesi yüksek bir su bulunmuyor. Karadeniz'den giren suyun zaten kirlilik yükü yüksek. Dolayısıyla Akdeniz dışında çok nefes alabileceği bir dışarıya bağlantısı yok ve etrafında da 25 milyondan fazla insanın yaşadığı bir deniz. Türkiye endüstrisinin yaklaşık üçte biri Marmara Denizi'nin etrafına konuşlanmış durumda. Burada endüstri, balıkçılık, tarım, turizm ve denizcilik gibi birçok sektör var. Şehirleşme çok yüksek seviyelerde ve bunun Marmara Denizi'nin üzerinde ciddi baskıları var. Marmara Denizi ekolojik anlamda bir geçiş denizi yani Karadeniz'le Akdeniz'i birbirine bağladığı için iki denizin de ekolojisinden etkileniyor. İki denizin ekolojisini yansıtıyor. Karadeniz'in düşen oksijenli sularında yaşayan türleri yansıtırken, diğer tarafta bambaşka özelliklere sahip Akdeniz'in ekolojisini de içinde barındıran bir deniz. Biz biliminsanları için de tam bir yaşayan laboratuvar diyebiliriz. Yani bugüne kadar gördüğümüz her türlü insan baskısı da bu deniz üzerinde mevcut. Bu açıdan da Marmara Denizi'ni ayrıcalıklı bir deniz olarak görüyoruz.Haberin DevamıKİRLİLİK AZALTILMALIMüsilajın son durumu ile ilgili bilgilendirme alabilir miyiz Müsilaj bitti mi Etkileri nasıl devam ediyor Tamamen ortadan kaldırmak için neler yapılmalı ya da tamamen ortadan kaldırmak mümkün müŞimdi öncelikle müsilajı tamamen ortadan kaldırmak mümkün. Ama Marmara Denizi'ndeki ana sorun sadece müsilaj değil, müsilaj bir sonuç. Bunu önemle belirtmemiz gerekiyor. Müsilaj Marmara Denizi üzerindeki baskıların bir sonucu. Bu baskılar neye sebebiyet veriyor Her şeyden önce kirlilik baskısı, iklim baskısı, kontrolsüz ve ekosisteme dayanmayan avcılık Marmara Denizi'nin ekolojisini baştan sonra değiştirmiş durumda ve Marmara Denizi özellikle kirlilik baskısıyla 20-25 metrenin altında canlı hayatını tehdit edebilecek seviyede düşük oksijenli bir denize dönüşmüş durumda. Bütün bunların sonucu olarak müsilaj ortaya çıkıyor. Müsilaj bugün yok ama müsilaja sebebiyet verecek etkenler Marmara Denizi'nde halen mevcut. Bizim dikkat etmemiz gereken konu bu etkenlerin durumu. Nedir bunlar Oksijen azlığı, oksijen azlığının sebepleri ne Azot ve fosfor yüklerinin çok yüksek seviyelerde olması, bunları gözlemlememiz gerekiyor. Bunlarda da ciddi bir düşüş Marmara Denizi'nde şu anda bulunmuyor. Bunun etkileri de bütün ekosistemi etkiliyor. Ekosistemdeki canları birbirine bağlayan zincir kırılmış durumda. Belki Marmara'nın karbon tutma kapasitesi azalmış durumda. Denizin bize sağladığı servislerden gıda tedariği azalmış durumda. Tabi bu oksijensizlik bütün balık türlerini de etkiliyor. Bir de bunun üstüne ekosisteme dayalı olmayan balıkçılık faaliyetleri geliyor. Yani bunu ortadan kaldırmak için her şeyden önce giren kirliliğin azaltılması lazım. Bununla ilgili araştırmalar gerçekleştirdiğimiz DEKOSİM (Deniz Ekosistem ve İklim Araştırmaları Merkezi) ve T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile beraber yürüttüğümüz MARMOD projemiz var. Bu proje kapsamında Marmara'ya giren kirlilik yüklerini hesaplıyoruz. Bu yükler havza kaynaklı ya da şehir kaynaklı olabiliyor. Nereden ne kadar yük geliyor, bunları ne kadar azaltırsak Marmara istediğimiz sağlıklı ekosisteme ne kadar sürede ulaşır diye bakıyoruz. Ekosisteme dayalı balıkçılığı benimsemek de ilk başta almamız gereken önlemlerden. İklimin de bir baskısı var. Bunu da söylemek gerekiyor ama kısa vadede bununla ilgili çok bir şey yapamıyoruz.Haberin DevamıDEĞİŞİM OLUYORDenizlerde kirliliğe dair ölçüm yapmak neden önemlidirDenizlerde kirliliğe dair ölçüm yapmadan deniz üzerindeki baskının seviyesini anlamak mümkün olmuyor. Şimdi karadan bazı girdiler var. Bu girdiler nedir Bir havzadan, nehirlerden giren girdiler endüstriyel ya da tarım kökenli. Diğer taraftan şehir atıkları. Bu kirlilik baskısının deniz üzerindeki etkisini anlamanın tek yolu denizde kirliliğe dair ölçüm yapmaktır. Diğer taraftan kirliliğe dair ölçüm yapmanın yine şöyle önemli bir yönü var: Denizin bunu bertaraf etme kapasitesi ya da denizin taşıma kapasitesi dediğimiz kapasiteyi anlamak. İşte az önce belirttim... Boğazlardan belli bir değişim oluyor. Bu suyun bir kısmı Karadeniz'e çıkıyor, bir kısmı Akdeniz'e çıkıyor ama bu değişim Marmara Denizi'nin taşıma kapasitesini ne kadar etkiliyor Bunu da bilmenin tek yolu denizde yapılan ölçümler.Haberin DevamıDeniz Kâşifi ya da yurtdışında bilinen adıyla glider nedir Diğer denizaltı cihazlarından farkını açıklar mısınızDeniz Kâşifi her şeyden önce otonom