ABD-AB tarifede anlaştı, kazanan kim

Neredeyse 3 aydır dünya gündemini meşgul eden Amerika Birleşik Devletleri (ABD) odaklı gümrük tarifesi krizinde önemli bir viraj daha dönüldü. ABD Başkanı Donald Trump, Avrupa Birliği (AB) ile ticaret anlaşması görüşmelerini tamamladıklarını ve AB ürünlerine yüzde 15 tarife uygulayacaklarını açıkladı.

Trump İskoçya'da AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından adeta zafer edasıyla konuştu:

"AB, ABD'den 750 milyar dolarlık enerji ürünü almayı kabul etti. AB, ayrıca ABD'de 600 milyar dolardan fazla yatırım yapacak."

AB ile yapılan anlaşma, Trump'a istediğinin çoğunu vermiş gibi görünüyor. ABD basınında, "Başkan Trump'ın karmaşık ticaret anlaşmalarını müzakere hızı aylardır Washington'da şaka konusuydu. AB ile yapılan anlaşma. Trump'ın bugüne kadarki en büyük ticaret anlaşması olmasının yanı sıra siyasi olarak en çok ihtiyaç duyduğu anlaşmaydı" yorumları yapıldı.

ABD Başkanı Trump, AB ülkelerinden çelik ve alüminyum ithalatına yüzde 50, otomotiv sektörüne yüzde 25 ve diğer ürünlere de yüzde 10 gümrük vergisi tarifesi uygulamaya başlamıştı.

Haberin Devamı

Trump, AB'ye gönderdiği tarife mektubunda ise 1 Ağustos'tan itibaren AB ülkelerinden ABD'ye gönderilen tüm ürünlere sektörel tarifelerden ayrı olarak yüzde 30 gümrük vergisi uygulanacağını açıklamıştı.

Beklenti AB'nin Trump'ın yeni tarifelerine karşı direnmesi ve misilleme savaşı başlatmasıydı. Peki ne oldu da AB, Trump'ın taleplerine bu kadar çabuk boyun eğdi ve yüzde 15'lik tarifenin altına imza attı

Öncelikle belirtmemde fayda var. ABD, AB için en büyük ihracat pazarı. Üstelik ABD'den aldığından çok daha fazlasını bu ülkeye satıyor. Geçen yılki verilere bakarsak AB, ABD'ye yaklaşık 532 milyar Euro'luk mal satmış buna karşılık ABD'den 335 milyar Euro'luk mal almış. Yani AB, ABD ile yaptığı ticaretten yaklaşık 200 milyar Euro karla çıkmış.

AB ŞİRKETLERİ ZORDAYDI

Dünyada ticaretin bu kadar zor olduğu, firmaların yüksek enflasyon ve azalan tüketim nedeniyle inim inim inlediği bir dönemde AB yöneticilerinin ABD ile ticari bir savaşı körüklemesi çok zordu. Masada yüzde 30'luk bir gümrük tarifesi vardı ama ABD ile karşılıklı yapılacak bir tarife savaşı ticareti büyük sıkıntıya sokacaktı.