Teğmenlerin yemin hadisesi ve yol açtığı ikilemler
Kara Harp Okulu'nda geçen 30 Ağustos'ta düzenlenen mezuniyet töreninden sonra çok sayıda genç teğmenin toplanıp kılıç çatarak "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" mesajıyla sonuçlanan ikinci bir yemin etmeleri, kendilerini Atatürk ideallerine bağlı hisseden vatandaşlar tarafından memnuniyetiyle karşılanmıştır.
Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasındaki dönemde Harp Okulları'nı konu alan kimi tartışmalar ve iddiaların ardından Türk Silahlı Kuvvetleri'ne subay yetiştiren en önemli kurumlardan birinden mezun olan öğrenciler arasında Atatürkçü damarın ne kadar kuvvetli olduğu etkileyici bir şekilde görülmüş olunmalıdır. Bu söylentilere güçlü bir tekzip niteliği de taşımıştır bu yemin.
Evet, Harp Okulu mezunlarının Atatürk'e bağlı olmaları, kendilerini en büyük komutanın ve Cumhuriyet'in kurucusunun "askerleri" olarak görmelerinde, bu şekilde hissetmelerinde itiraz edilebilecek ne olabilir ki
Gelgelelim, duygularımızdan arınarak baktığımızda bir ikilemin de belirdiğini söyleyebiliriz.
Bütün alanlar arasında disiplinin en katı ve ödünsüz uygulandığı kurum askerliktir. Duygularımızı ve heyecanlarımızı bir tarafa bırakıp meseleye bu yönüyle yaklaştığımızda diploma töreni için belirlenmiş resmi programın dışına çıkıldığı noktada bir disiplin meselesi de uç vermektedir.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıBunun nedeni törende topluca okunan yeminden sonra kendi aralarında toplanan teğmenlerin bundan iki yıl kadar önce kaldırılmış olan ikinci bir yemin metnini okumuş olmalarıdır. Bu hareketin resmi programın tamamlanıp törenin dağılmakta olduğu sırada yapıldığı anlaşılıyor.
Bu yeminin görüntüsünün kaydedilip sosyal medya üzerinden paylaşılarak, bu şekilde Kara Harp Okulu bahçesi sınırlarından çıkıp bütün kamuoyuna mal olması ve siyasetin gündemine girmesi, meselenin boyutlarını birden büyütmüştür.
Yapılan açıklamalardan bir disiplin prosedürünün başlatıldığını biliyoruz. Bu idari süreç sonunda bazı teğmenlerin ceza alması muhtemeldir. Ancak bu kararın sayıca genişliğini ve verilecek cezaların derecesini bugünden kestirebilmek mümkün değildir.
Bu noktada madalyonun bir yüzünün daha olduğuna da dikkat çekmeliyiz. Ceza verildiği ve bu kararın öncelikle resmi tören programının dışına çıkılmasıyla ilgili bir disiplin ihlalinden kaynaklandığını varsayalım.
Bu takdirde disiplin ihlali bulunsa da, kararlaştırılacak ceza, mesajı itibarıyla son tahlilde teğmenlerin Atatürk'e bağlılıklarını duyurdukları bir hareketlerine verilmiş olacaktır. Bu durumda Atatürk'ü sahiplenen teğmenlerin cezalandırıldığı gibi bir algının ortaya çıkması da kaçınılmazdır. Kamuoyunun geniş bir kesiminde meselenin bu yönünün disiplin boyutuna baskın çıkması şaşırtıcı olmaz.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıDolayısıyla, bu inceleme sonunda nihai kararı verecek olan askeri makamların önünde sıkıntılı bir dosyanın durduğunu belirtmeliyiz.
Meseleyi daha da sancılı yapan bir nokta şudur: Teğmenlerin bu hareket sırasında ettikleri bu yemin, 2022 yılı mezuniyet töreni de dahil olmak üzere iki yıl öncesine kadar resmi diploma törenleri programları çerçevesinde zaten okunmuş olan, yakın bir tarihte, 2023 ilkbaharında yürürlükten kaldırılmış metinle aynıdır.
Kamuoyuna da yansıdığı kadarıyla bu metin, Başbakan Bülent Ecevit'in başbakanlık koltuğunda oturduğu 29 Ocak 1999 tarihinde, bir Genelkurmay Başkanlığı yönergesiyle mezuniyet törenlerinde okunan İç Hizmet Kanunu'nda yazılı standart yemine ek olarak konmuştur. Yönergeye 1999'te girmekle birlikte törenlerde okunmasının 1995'e kadar geriye gittiği anlaşılıyor.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıAK Parti 2002 yılı sonunda iktidara geldikten sonra törenlerde bu ikinci yeminin okunmasına devam edilmiş, yönergenin 2007 yılındaki güncellemesinde de bir değişikliğe gidilmemiştir. Buna karşılık, Milli Savunma Bakanlığı'nın bir tasarrufu olarak 29 Mart 2023 tarihinde Milli Savunma Üniversitesi tören yönergesinde yapılan bir değişiklikle bu bölüm yemin metninden çıkartılmıştır.
Sonuçta bu metnin askeri okullardaki mezuniyet törenlerinde okunmasının süre olarak büyük bölümü AK Parti'nin iktidar yıllarına denk geliyor. Bir başka deyişle, genç teğmenler kimsenin daha önce duymadığı yeni bir metinle ortaya çıkmış değiller.
Özetlemek gerekirse, içeriği açısından bakıldığında AK Parti iktidarı döneminde de okunmuş olan bir andiçme metni üzerinde kopmaktadır gürültünün büyük kısmı. Bu yönü dikkate alındığında, en azından metnin içeriğinin bir suçlama nedeni olabilmesi güç görünüyor.