MGK açıklamaları üzerindenSuriye ile geçen 13 yılın dökümü 2 Suriye karşısında artık'komşumuz' söylemi var

Yazı dizimizin dünkü bölümünde Suriye'de iç savaşın patlak verdiği 2011 yılından itibaren Milli Güvenlik Kurulu açıklamaları üzerinden Türkiye'nin bu ülke karşısında devlet politikası olarak ifade ettiği siyasetin geçirdiği aşamaları değerlendirmek üzere yola koyulmuştuk.

Bunu yaparken ilk bölümde kronolojik olarak 2011 yılından 2018 yılına kadar olan dokuz yıllık döneme odaklandık.

Bugünkü yazımızda ise 2019 yılından itibaren MGK açıklamalarının yakın zamanda en son 5 Temmuz tarihinde düzenlenen toplantıyı da içeren ikinci bölümünü değerlendirmeye çalışacağız. Bunu yaparken, en başta özellikle son iki- üç yıl zarfında Suriye'ye karşı kullanılan dilin mutedil bir çizgide değiştiği, dönüştüğü tespitini vurgulamalıyız.

MGK'nın 2019 ve sonrasındaki Suriye beyanları şöyle bir seyir izliyor:

2019HEDEF:'MİLYONLARCA SURİYELİNİNDÖNÜŞÜNÜ SAĞLAMAK'

2019 yılı MGK açıklamalarının Suriye başlığında en önemli konularından biri Fırat'ın doğusundaki bölgede kurulmak istenen sınıra bitişik güvenli bölgedir. Yılın ilk MGK'sında Türkiye'nin amacının "Suriye'nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin" yanı sıra "ev ve yurtlarını terk etmek zorunda bırakılmış milyonlarca Suriyeli'nin yerlerine dönmelerini sağlamak olduğu" vurgulanıyor. (30 Ocak 2019)

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Yine 2019 yılı MGK açıklamalarında, ABD'nin PKKYPGPYD'ye eğitim, teçhizat dahil askeri ve siyasi desteği eleştiri konusu yapılıyor, örgütün "çocukları zorla silahlandırmasına" da dikkat çekiliyor. (30 Temmuz 2019)

"Suriyelilerin evlerine dönmeleri" ve "terör koridorunu önleme" hedefleri çerçevesinde "Güvenli Bölge Projesi"ne yapılan atıflar, 2019 yılı ekim ayında gerçekleştirilecek olan 'Barış Pınarı Harekâtı'nın da habercisidir.

Söz konusu harekât, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Suriye Milli Ordusu (ÖSO) unsurlarıyla birlikte 9-17 Ekim 2019 tarihleri arasında icra edilmiştir. Suriye toprakları içinde Fırat'ın doğusunda Tel Abyad ile Resülayn şehirleri arasında uzunluğu bugün 150 kilometreyi bulan, 30 kilometre derinlikte bir güvenli bölge tesis edilmiştir.

2020ÖNCE RUSYA İLEGERİLİM ARDINDANABD'YE ELEŞTİRİLER

2020 yılına gelindiğinde pandemi öncesindeki 30 Ocak tarihli toplantı, o dönemde TSK'nın görev yaptığı İdlib çatışmasızlık bölgesinde Esad rejiminin Rusya'nın desteğiyle sahada kendisine alan açma çabaları nedeniyle yaşanan gerilimlerin izlerini taşıyor. Nitekim, MGK'nın bu toplantısından sonra yapılan açıklamada, "İdlib'de güvenlik güçlerini hedef alan saldırılara karşı gereken ek önlemlerin alınacağı" belirtiliyor.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Bu gerilim sırasında Rus ve Suriye savaş uçakları, 27 Şubat tarihinde İdlib'de hareket halindeki bir Türk askeri konvoyuna birlikte saldırarak 34 Türk askerini şehit etmiştir. Bu hadisenin ertesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 5 Mart tarihinde Moskova'ya yaptığı ziyarette Rusya Lideri Vladimir Putin ile İdlib konusunda bugün de sürmekte olan statükonun çerçevesini çizen bir mutabakata varılmıştır.

Pandemi döneminde bir sonraki MGK 2 Haziran'da toplanmıştır. Bu toplantıdan sonra Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması, Suriyeli sığınmacıların dönüşünün sağlanması gibi hedefler tekrarlanmıştır. 22 Temmuz tarihinde düzenlenen MGK'da ABD'ye bir kez daha isim vermeden komşu ülkelerde "terör örgütlerinin yanında yer alma" eleştirisi yöneltiliyor.
Aynı yıl yapılan 24 Eylül toplantısında ise 'Libya ve Suriye' başlığı altında "mazlum milletlerin hürriyetlerini ve kaynaklarını gasp eden gayrimeşru oluşumlar ve terör örgütleri ve bunları destekleyen aktörlere karşı adım atılması" beklentisi ifade ediliyor.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

2021 ve 2022ARTIK BÜTÜNMESAJLAR ABD'YE GİDİYOR

2021 ve 2022 yılı metinlerinde Suriye bölümleri eski yıllara kıyasla kısmen küçülürken, bir bütün olarak bakıldığında bu başlıkta en çok vurgulanan mesaj yine isim geçirilmeden ABD'nin Suriye'de PKK uzantısı YPGPYD'ye verdiği destektir.

Örneğin, 2021 yılındaki toplam altı MGK toplantısının dördünün açıklamalarında ABD'ye gönderilen mesajlar var. Üstelik, ilk kez "kınanma" derecesine de çıkıyor bu mesajlar. 5 Ağustos tarihli toplantısının açıklamasında şöyle deniliyor:

"PKKKCK-PYDYPG terör örgütünü himaye ederek insanlığa karşı suç teşkil eden eylemleri ile bölgemizdeki barış ve istikrarı hedef alan saldırılarını sürdürmeye teşvik eden ülkeler şiddetle kınanmıştır."

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

AB'ye adı geçirilmeden "terörizmi bir dış politika aracı olarak kullanma ve terör örgütleri ile gayrimeşru ilişkiler tesis etme" eleştirisi de yöneltiliyor.

Yine 2021 açıklamalarında "Suriye'de kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüme ülkenin toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin korunması suretiyle ulaşılmasının önemi"ne kuvvetli bir vurgunun yapılması göze çarpıyor. (30 Mart 2021)

2023'SURİYE'NİNÖNÜNDEKİ EN BÜYÜKENGEL PKKYPG'

2023 yılına geldiğimizde Suriye konusunda güney komşumuza karşı artan ölçüde 'koruyucu' bir dilin uç vermekte olduğuna, buna paralel bir şekilde ABD'ye karşı kullanılan eleştirel dilin giderek sertleştiğine tanıklık ediyoruz.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Bu çerçevede PKKKCK-PYDYPG, "Suriye halkının barış, huzur ve refaha kavuşmasının önündeki en büyük engel" olarak tanımlanıyor. (25 Ocak 2023)

Yine aynı açıklamada "Terör örgütlerinin tamamen bertaraf edilerek Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini esas alan kapsayıcı ve bütüncül bir çözüme ulaşmasının kalıcı barışa giden yolu açacağı" belirtiliyor. Bir başka anlatımla, Suriye'de kapsamlı bir çözümün ancak PKK'nın bu ülkedeki uzantısı PYDYPG'nin bertaraf edilmesiyle mümkün olabileceği söyleniyor.

Bir sonraki toplantının açıklamasında ise yine isim vermeden "DEAŞ ile mücadele kisvesi altında", PKKKCK-PYDYPG'yi "helikopter de dahil her türlü imkân ve kabiliyetle teçhiz etmeye çalışan aktörlerin gerçek niyetlerinin anlaşıldığı" kaydediliyor. (30 Mart 2023)

MGK'nın 28 Eylül toplantısında terör örgütü bir kez daha "barış ve huzurun önündeki en büyük engel" olarak gösteriliyor. PKKKCK-PYDYPG'den "taşeron örgüt" şeklinde söz ediliyor. Aynı zamanda bu örgütün "ülkenin tabii kaynaklarını sömürdüğü" de belirtiliyor. Ayrıca, ABD'ye yine isim geçirmeden "Cinayet şebekesine destek vermeyi sürdürme" eleştirisi yapılıyor.

2023 yılı mesajlarının bir bölümünün bu yılın özellikle ilk yarısındaki Suriye ile normalleşme arayışlarına denk gelen bir döneme rastladığı not edilmelidir.