Kıbrıs Barış Harekâtı'nın50'nci yıldönümünde şekillenen bir ulusal mutabakat

GEÇEN cumartesi günü Kıbrıs Barış Harekâtı'nın 50'ıncı yıldönümü vesilesiyle bütün projektörler Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde düzenlenen törenlere çevrilirken, Ankara'da Resmi Gazete'de yayımlanan bir TBMM kararı da Kıbrıs sorununda "iki devletli çözüm" ilkesine kuvvetli bir destek mesajını ifade ediyordu.

Resmi Gazete'de yayımlanan bu karar TBMM Genel Kurulu'nun 18 Temmuz Perşembe günkü birleşiminde kabul edilen iki sayfalık Kıbrıs tezkeresiydi.

Oturumu yöneten TBMM Başkan Vekili Celal Adan'ın "TBMM Başkanlığı'nın Kıbrıs Barış Harekâtı'nın ellinci yıldönümü konusunda bir tezkeresi vardır. Okutup oylarınıza sunacağım" diyerek gündeme getirdiği bu tezkere, üzerinde bir görüşme olmadan partilerin büyük çoğunluğunun desteğiyle kabul edilmiştir.

BARIŞ HAREKÂTI'NIN KALICI MİRASI

TBMM kararı, öncelikle adada geride bırakılan elli yılın genel bir dökümünü yapıyor, "Yarım asır boyunca Kıbrıs Adası'nda kan dökülmemiş olması, barış harekâtının kalıcı mirası ve başarısının tartışılmaz kanıtıdır" ifadesiyle.

Kararın en önemli vurgularından biri, isim geçirmeksizin BM'nin hazırladığı Annan Planı'nın 2004 yılında Ada'da düzenlenen referandumda KKTC tarafında kabul edilirken, Kıbrıslı Rumlarca reddedilmiş olmasının hatırlatılmasıdır.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

"Kıbrıslı Rumlar AB üyeliğiyle ödüllendirilirken, Kıbrıslı Türkler haksız ve insanlık dışı bir izolasyona, kısıtlama ve ambargolara maruz kalmıştır" deniliyor metinde. Ardından, Kıbrıslı Türklerin "oyalanmaya, zaman kaybına tahammüllerinin kalmadığı" belirtiliyor.

Metnin en kuvvetli kısmı şu ifadede karşımıza çıkıyor:

"Artık Ada'da tek ve kesin çözüm, Kıbrıs Türk halkının özden gelen haklarının teslim edilmesi, egemenlik eşitliğin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesidir. İki devletli çözüm siyaseti, Akdeniz bölgesinde istikrar ve kalıcı barışı sağlamanın da yegane yoludur. Ada'da iki ayrı halkın ve iki ayrı devletin varlığı daha fazla göz ardı edilmemelidir. Kıbrıs meselesinin çözümüne yönelik teşebbüslerin, bu gerçek üzerine inşa edilmesi şarttır."

Bunu izleyen bölümde uluslararası topluma KKTC'yi tanıma çağrısı yapılıyor.

LEFKOŞA'DAKİ TÖREN MEYDANINDAN DÜNYAYA GİDEN MESAJ

Böylelikle, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın 2020 yılında bu göreve seçildikten sonra "egemen iki devletli çözüm" diyerek açıkladığı, ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın aynı yıl KKTC'ye giderek Ankara'nın resmi tutumu olarak tekrarladığı tutum, sonunda bir TBMM kararı haline de gelmiş bulunuyor..

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Bu beyanları aslında bir adım ileri götüren, Lefkoşa'da düzenlenen Barış Harekâtı'nın 50'nci yıldönümü etkinliklerinde Ankara'dan iktidar kanadının yanı sıra Türkiye'de TBMM'de temsil edilen siyasi partilerin büyük bir bölümünün hazır bulunarak ortaya koydukları birlik görüntüsüdür.

Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP lideri Özgür Özel'in birlikte verdikleri fotoğrafın Türkiye cephesinde bütün uluslararası camiaya gönderilen kuvvetli bir dayanışma mesajı olduğu tartışma götürmez.

ÖZGÜR ÖZEL LEFKOŞA'DA TBMM'NİN MESAJINI HATIRLATIYOR

CHP, tabii 50 yıl önce Kıbrıs'a askeri müdahale kararını alan koalisyon hükümetinin büyük ortağı konumundaki siyasi parti olarak, hadisenin kurumsal tarihinin bir parçası olması çerçevesinde bu törenlerde olabilecek en kuvvetli katılımı sergilemiştir.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Partinin Hikmet Çetin, Altan Öymen ve Murat Karayalçın gibi eski genel başkanları ve 'akil adamları'nın da heyette bulunması bu açıdan önemliydi.

CHP lideri Özgür Özel de geçen cuma günü KKTC Cumhuriyet Meclis'inde temsil edilen siyasi parti liderlerini ziyaret ederek herkese eşit mesafede durduğunu ortaya koymuştur. Bu arada yaptığı açıklamalar sırasında 18 Temmuz günü TBMM'de kabul edilen "iki devletli çözüm" bildirisini sahiplenmiştir.

Özel, örneğin KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile görüşmesi sırasında "Biz Kıbrıs'ı bir bütün olarak sahipleniyoruz. Dün TBMM'nin tüm dünyaya verdiği kuvvetli mesajın, Kıbrıs'ta da iktidarıyla muhalefetiyle hep birlikte verilmesinin son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Bugün ayrılıkları değil birliktelikleri konuşmanın, fikir ayrılıklarını değil KKTC ve Türkiye'nin ortak menfaatleri için bir ve birlikte olabilmenin zamanıdır"