Fidan'a göre, PKK'yıIrak ve Suriye'de 'taşeron' olarak kullananegemen güçler kimler
DIŞİŞLERİ Bakanı Hakan Fidan'ın geçen 16 Ocak'ta TBMM Genel Kurulu'nun terörle mücadeleyle ilgili bilgilendirme oturumundaki konuşmasının değerlendirmesini, araya giren başka konular nedeniyle biraz gecikmeli olarak yapabiliyorum.
Fidan'ın konuşmasının bir dizi nedenle önemli olduğunu düşünüyorum. Birincisi, kendisinin 13 yıl süreyle Milli İstihbarat Teşkilatı'nın başında bulunmasının verdiği saha bilgisi avantajından ve istihbaratçı bakışından çok geniş bir şekilde yararlandığını görüyoruz bu metinde.
İkincisi, Suriye ve Irak'ta özellikle geçen 10 yılın gelişmeleri üzerinden bugün sahadaki tablonun geniş açıyla oldukça detaylı açılı fotoğrafını çekiyor. Fidan, daha sonra odağına PKK'yı yerleştirerek, projektörleri bölge dışından büyük aktörler ile sahada söz sahibi olan yerel aktörler arasındaki karmaşık hesaplara, işbirliklerine, çatışmalara çeviriyor.
Üçüncüsü, önümüzdeki dönemde, Irak ve Suriye'nin beklendiği gibi Türkiye açısından başat bir meşguliyet alanı olacağını anlatıyor. Ancak bunu söylerken, gelinen noktada Irak-Suriye ayrımının büyük ölçüde kalktığını, iki ülkeyi yekpare bir çerçevede gören bir bakışın yerleştiğini anlıyoruz Dışişleri Bakanı cephesinde.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıSahadaki durumun analizine geçmeden önce Dışişleri Bakanı'nın geçmişe dönük altı çizilmesi gereken bazı tespitlerine de dikkat çekmeliyiz. Bunlardan ilki, Soğuk Savaş dönemine ilişkindir. Fidan'a göre Soğuk Savaş döneminde nükleer caydırıcılıktan dolayı birbirleriyle savaşamayan "kamplar", vekil unsurlar aracılığıyla mücadeleye girişmişti.
Atıf yapılan kamplar ABD ve Sovyetler Birliği'dir. Fidan, bu noktada "Türkiye'de halen mevcudiyetini devam ettiren PKK ve DHKPC başta olmak üzere aşırı sol terör örgütleri, esasen soğuk savaş döneminin birer ürünüdürler" diye konuşuyor.
Böylelikle, Soğuk Savaş mantığı içinde Sovyetler Birliği'nin Batı kampının önemli bir müttefiki Türkiye'yi, dolayısıyla Batı'yı zayıflatmak üzere bu iki örgütü kullandığını belirtmiş oluyor Dışişleri Bakanı.
Konuşmasının bir başka yerinde daha da açık ifadeyle, "Sovyetler Birliği'nin Esad rejimine Beka Vadisi'nde PKK'yı kurdurduğunu" söylüyor. Yani PKK'nın ortaya çıkmasından doğrudan Sovyetler Birliği'ni sorumlu tutuyor.
Fidan'ın hitabının en dikkat çekici noktalarından biri burada karşımıza çıkıyor. Ona göre, Sovyetler Birliği'nin Soğuk Savaş sırasında kurdurduğu Marksist-Leninist PKK, bugün "tarihin bir ironisi" olarak günümüzde yine Suriye'de (bu kez) ABD ve Batı ülkeleriyle işbirliği yaparak Suriye'yi bölmek için çalışmaktadır.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıPKK cephesinde Sovyetler Birliği'nin yerini ABD almıştır.
Şimdi bugün sahadaki duruma geçelim. Fidan'ın terör faslında yola çıkarken yaptığı ana tespit, PKK'nın Türkiye'deki silahlı varlığını kaybederek, Türkiye'den çok Suriye ve Irak'ın güvenlik tehdidi haline geldiğini belirtmesidir. Bu durumda Türkiye açısından PKK ile terör boyutunda mücadelenin ana alanı büyük ölçüde Suriye ve Irak haline gelmiştir.
Fidan, burada birçok kez "terörle mücadele diplomasisi" kavramını kullanıyor. Bu kavramdan hareketle, "PKK'nın Suriye ve Irak'taki mevcudiyetini yok etme gayretlerimizi bölgesel ilişkilerimizin merkezine konumlandırmaktayız" diye konuşuyor.
Özellikle Irak sahasına dönük verdiği bilgiler kayda değerdir. PKK'nın DEAŞ'ın varlığını kaybetmesi nedeniyle Irak'ta sahada bulduğu hareket serbestisi Türkiye için temel kaygı konularından biridir. PKK burada bir yandan DEAŞ'ın boşalttığı alanlara yerleşirken, DEAŞ ile sahada "kısmi işbirliği"ni de sürdürmektedir.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıFidan'ın konuşmasında, PKK'nın Irak'ta bulduğu hareket serbestisinde rol oynayan iki aktörün durumu özellikle göze çarpmaktadır. Bunlardan birincisi Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nde Erbil merkezli Barzani çizgisindeki "Kürdistan Demokratik Partisi"nden (KDP) sonra ikinci önemli oyuncu olan Süleymaniye merkezli Talabani çizgisindeki "Kürdistan Yurtseverler Birliği"nin (KYB) tutumudur.
KYB, Fidan'a göre Süleymaniye ve mücavirinde PKK'ye alan açarak örgütün güçlenmesine yol açmıştır. Barzani kanadı ile işbirliği içinde olan Ankara'nın YPG ile artık bütün köprüleri atmış olduğunu bir kez daha görüyoruz. Fidan, KYB'nin PKKYPG unsurlarına açıkça eğitim verdiğini söylüyor.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıVurgulamamız gereken nokta, Fidan'ın "KYB PKK'ya müzahir tutumunu değiştirmezse daha ileri tedbirler almakta tereddüt etmeyeceklerini" bildirmesidir. Türkiye, geçen nisan ayından bu yana hava sahasını Süleymaniye havalimanına giden ve buradan kalkan uçuşlara kapatmış bulunuyor. Fidan "ek tedbirler" derken, KYB liderliğine hayatı biraz daha zorlaştırabileceği kartını göstermektedir.
Açıklamalarında Bağdat'taki merkezi otoriteyi temsil eden Sudani hükümetinin "yapıcı" ve "evrilmekte olan" bir tutum sergilediğini ifade ediyor. Ankara, Irak'ta Bağdat'taki hükümeti belli ölçülerde yanına çekmiş olmaktan dolayı memnun görünüyor.