Es-Sisi'nin Libya ve Doğu Akdeniz mesajlarına dikkat

TÜRKİYE ile Mısır arasında 11 yıla yakın bir süre devam eden soğukluk dönemi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen çarşamba günü Kahire'ye yaptığı ziyaret ile resmen noktalanmış ve iki ülke arasında yeni bir dönemin kapısı açılmıştır.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Erdoğan'ı bizzat Kahire'de havaalanında karşılayarak yaptığı jestler ve verdiği sıcak mesajlarla, geçen dönemin husumetle dolu sayfalarını Ankara'dan sonra kendisinin de kapatmış olduğunu göstermiştir.

Ziyaretin bütününe hâkim olan hava ilişkilere olumlu bir iklimin yerleştiğine işaret ediyor.

Uzun bir zaman ilişkileri kaplayan soğukluk, büyük ölçüde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2013 yılı temmuz ayı başında Mısır'ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin dönemin genelkurmay başkanı, bugünün cumhurbaşkanı es-Sisi tarafından darbeyle devrilmesine gösterdiği şiddetli tepkinin bir uzantısı olarak ortaya çıkmıştı.

Erdoğan, Müslüman Kardeşler örgütünün önde gelen isimlerinden olan Mursi'yi hedef alan darbenin ardından, ağır ifadelerle yüklendiği es-Sisi ile bütün köprüleri atmış, patlak veren kriz büyükelçilerin karşılıklı olarak çekilmesine yol açmıştı.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Öte yandan Müslüman Kardeşler'in bölgede gücünün artmasından rahatsızlık duyan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) darbeyi yapan general es-Sisi'ye çok kuvvetli bir destek vermeleri, krizin devamında Türkiye'nin bu ülkelerle olan ilişkilerinde de bir uzaklaşmayı beraberinde getirmişti.

Sonuçta 2010'lu yılların ortalarına geldiğimizde bölgede bir tarafta Mısır, Suudi Arabistan ve BAE'nin yer aldığı, karşısında ise Türkiye ile Katar'ın bulunduğu yüksek gerilimli bir cepheleşme ortaya çıkmıştı.

Mısır ile yaşanan kriz sert demeçlerin, karşılıklı olarak başvurulan ağır sıfatların hakim olduğu söylem düzeyindeki bir çatışmayla sınırlı kalsaydı, belki belli ölçülerde kontrol altında tutulabilirdi. Ancak çatışmanın seyri bu çizginin çok ötesine geçmiştir. Şöyle ki Mısır, Türkiye'nin çıkarları aleyhine her türlü hareketi desteklemeyi resmi politikası haline getirirken, Müslüman Kardeşler'e mensup şahsiyetlerin Türkiye'de himaye görmesini de kendisine karşı bir tehdit olarak algılamıştır.

Ankara ile Kahire arasındaki tırmanmanın en önemli sonuçlarından biri, es-Sisi'nin Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi siyasi ve ekonomik açıdan kuşatmaya dönük hamlelere kalkışması olmuştur.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Mısır, önce 2014 yılında imzalanan "Kahire Deklarasyonu" ile Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi ile Doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarının işletilmesine dönük üçlü bir işbirliği mekanizması oluşturmuştur.

Bu üç ülke, daha sonra İsrail, İtalya, Ürdün ve Filistin devletini de yanlarına alarak, 2019 yılında Kahire merkezli olarak örgütlenen "Doğu Akdeniz Gaz Forumu"nu kurmuştur.

Sonuçta Türkiye 2010'lu yılların sonuna geldiğinde, Doğu Akdeniz'in hidrokarbon kaynaklarının çıkartılması ve dünya pazarına ulaştırılmasına dönük çok taraflı kurumsal yapılanmaların dışında kaldığını görmüştür.

Bu arada, iki ülke başka bölgesel sıcak krizlerde de karşı karşıya gelmiştir. Libya, bu durumun en canlı örneğidir. Libya'da çıkan iç savaşta, Türkiye 2019 yılında desteğini BM'nin tanıdığı Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti'nden yana koymuştur. Mısır ise Rusya, Fransa ve BAE ile birlikte Halife Hafter'in başında bulunduğu Bingazi merkezli Libya Ulusal Ordusu'nu desteklemiştir.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Bir başka anlatımla, Türkiye ve Mısır, Libya iç savaşında cephe hattında birbirlerine karşı iki hasım olarak pozisyon almıştır. Kabul edelim ki Türkiye, 2019 yılında yaptığı müdahale üzerinden meşru hükümete verdiği kuvvetli askeri destekle, Mısır'ın Hafter aracılığıyla Libya'da kendisine yakın bir yönetim kurma niyetlerine set çekmiştir. Sonuçta Libya'daki iç savaş bir kilitlenmeye gitmiştir.

Türkiye, 2020'li yılların başına geldiğinde bölge politikasını baştan aşağı gözden geçirerek radikal bir değişikliğe yönelmiş ve arasının bozuk olduğu bütün bölge ülkeleriyle ilişkilerini normalleştirme arayışına girmiştir.

Özellikle Mısır bağlamındaki pozisyon değişikliğinde, yapılan kâr-zarar muhasebesi çerçevesinde Doğu Akdeniz'de girilen izolasyonu kırma, işlenen hataları telafi etme arayışının belirleyici bir faktör olduğu aşikardır.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

BAE, Suudi Arabistan ve ayrıca İsrail ile ilişkilerin onarılması yönünde atılan adımlarla birlikte bu ülkelerle normalleşme yoluna girilirken, bu süreci en geriden izleyen ülke Mısır olmuştur. Es-Sisi, elini yüksekten tutarak ilişkilerin düzelmesi için aceleci olmayan bir tutum izlemiş, özellikle Türkiye'deki Mısırlı rejim muhalifi gruplara himaye sağlanmamasını önemli bir talep olarak masaya koymuştur.

Önce 2020 yılında istihbarat örgütleri arasında başlatılan, ardından diplomatların buluşmalarına evrilen normalleşme arayışları, 2022 kasım ayında Erdoğan ile es-Sisi'nin Katar'daki Dünya Kupası sırasında el sıkışmaları sonucu önemli bir eşik atlamıştır.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Yine de bu arayışların düzlüğe çıkabilmesi ancak geçen yaz karşılıklı olarak yeniden büyükelçi gönderme kararıyla olabilmiştir. Her halükarda tam bir normalleşmeden söz edilebilmesi için en üst düzeyde yapılacak bir resmi ziyaret bekleniyordu.

İşte bu adım da geçen çarşamba günü Erdoğan'ın Kahire'ye gitmesiyle atılmıştır.