Mevzubahis olan vatansa...

Büyük Atatürk'ün "Mevzubahis olan vatansa gerisi teferruattır" sözü bir süredir daha da anlam kazanmış durumda. Türkiye'yi içeriden ve dışarıdan kuşatmak isteyenlerin, diplomatik ve ekonomik yaptırımlar işe yaramayınca aparatları eliyle topla, tüfekle, tankla kuşatmayı gerçekleştirmek isteyenlerin hevesi her seferinde kursağında kaldı kalmasına ama motivasyonları hâlâ bitmedi. Kişilikli dış politika, diklenmeden dik duran ama gerektiğinde dikliğini de dişini de gösteren diplomasisiyle Türkiye artık devler liginden hiçbir yere gitmeyeceğini gösterdi, göstermeye de devam ediyor. Rusya-Ukrayna Savaşı devam ederken bütün ülkelerin aksine her iki tarafın liderleriyle görüşebilen, bir denge politikasıyla savaşı sona erdirmek için aracı olan Türkiye'nin önemini dünden daha iyi anladı başta Avrupa ve ABD. Ama yine de yapacaklarından geri durmadıklarını her fırsatta gösteriyorlar. İsveç ve Finlandiya'nın tam da bu ortamda NATO'ya üyelik başvurusuna yönelik Türkiye'nin bakışını bizzat Başkan Erdoğan açıkladı. Bu ülkelerin üyeliği dünya barışına hizmet etmek bir yana MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin de ifadesiyle "Batı tarafından yürütülen bir savaşın test sürüşü"dür. Ukrayna ile ilgili süreç bir çözüme kavuşmadan NATO'nun genişlemesi yönünde atılacak her adım, var olan hassas dengeleri daha da sarsmaktan ve Rusya'yı provoke etmekten başka bir işe yaramayacaktır. Kaldı ki bunu talep eden her iki ülkenin de Türkiye'nin sınırlarının içinde ya da dışındaki güvenlik ve terör politikalarının tam tersi bir tutum izlemeleri, PKK, FETÖ dahil bütün terör örgütlerine kucak açmaları ve bu politikalarından henüz geri adım atmamaları, Türkiye'nin karşı duruşunda ne kadar haklı olduğunun bir göstergesidir. Ekim 2020'de İsveçli mevkidaşıyla yaptığı basın toplantısı sırasında İsveçli bakanın "Türkiye'yi, Suriye'den çekilmesi için uyarıyoruz!" ifadesine çok sert tepki gösteren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun tokat gibi