Vakıa o ki, nefes nefes dokunuyor her şey. Kader ağları ilmek ilmek desen oluşturuyor, nefes nefes nota seslendiriyor âdeta.
İnsan nereye gitse farklı bir melodi, nereye yönelse farklı bir musikî onu takip ediyor. Mekânların, insanların, canlıların ayrı ayrı sesi var, ruhu var. Her bakış bir dokunuş, her kelime farklı bir enstrüman ve ömür ahenk içinde zengince bir orkestra. Dinle günü, hangi makamda, kime, ne söylüyor Mesele âlemin ritmi ile insanın ritminin uyumu.
Düşünceler ile, niyetler ile gözlerin dokunduğu bütün unsurlar yeniden dizayn ediliyor ve yeni bir musikî doğuyor. İnsan bu zenginlik içinde kendi zevk ve renklerine kavuşuyor. Ve yine güzel düşünceler ile atılan adımlar sizi farklı dünyalara taşıyor ve her yönelişin niyeti, saffeti yeni yeni melodiler netice veriyor. Belli ki, her insanın gittiği yere taşıdığı özel bir musikî vardır.
Maddî ve manevî bileşenleri ile her gün adı konmamış bir musikîdir. Rutin diye bir şey yoktur âlemde. Bu kadar esma tecellisi içinde, her şey, her dem yeniden doğar. İnsan hayatı nefes nefes renkliliklerin, hareketliliklerin içinde gelişir ve bütün bu çeşit ve renkler zamanla ömür içinde bir karakteristik meydana getirir, bu o kişinin hayat musikîsi olur.
Bir insan bir ömür boyu kaç kelime kullanır Her biri birer nota olan bu kelimelerle nasıl bir musikî çıkar insanın karşısına Bu musikî, notalara dokunan insanı ne kadar mutlu eder Böyle bir musikîyi dinleyen ne kadar mutlu olur
Görüştüğü insanlar insanda nota değişikliği yapar. Gördüğü her canlı cansız varlık insanda bir ritim meydana getirir. İnsan etkilenen bir varlıktır. Birilerinin ona uzaklardan güzel duygularla seslenmesi bile onun o andaki ruh hâlini şekillendirir. Aldığınız dualar ömür musikînize âhenk katar. Yoksa detone olan sanatçı gibi bozarsınız âhengi. Sesiniz sizi ve ötekileri rahatsız etmeye başlar.