Gece, güzeldir
Duygular, denizin dalgaları gibi kıyıya vurup duruyor. Her dalga, taa derinlerden yeni bir şeyler getiriyor kıyıya. Neler oluyor anlamadan nice sivrilikleri törpülenmiş deniz taşlarıyla karşılaşıyorsunuz sayısız.
Deniz taşları; ne de çok dalga vurmuştur bedenine, ruhuna. Kabalıkların, sivriliklerin giderilmesinin etkileyici dalgalarla olduğunu anlıyorsun. Derin psiko-sosyal dersler oluyor gördükleriniz. İnsan bu, ne çok dalga içinde törpülenir, deniz taşlarına döner zamanla. Ve bu güzel bir neticedir.
Hayatın başına gelen irili ufaklı her hadise, âlem denizinin dalgaları hepsi insan için. Hiçbirine anlamsız denilmez. Her dalga ile yeni bir sayfa açılır âleme. Acıtan musibetlerin bile insanlık vicdanının gelişmesine katkıları olur. Olumsuzluk etkeni insanın kendisi değilse, başa gelenler güzel neticeler saklar içinde.
Âlemde mükerrer bir zaman yoktur. Düşündürücü ve anlamlı bir yenilenmedir bu. İnsanın kendi içinde ve âlemde her an her şeyin özel olması ne muhteşem bir durumdur. Bazen dünyaya, âleme sığamıyor insan. Ötelere dönüyor yüzünü. Kural şu ki, dünyanın dışındakileri duymak için dünyanın içindekilerden sıyrılmak gerek. Geçenlerde 'itikaf' kavramında bu hakikati misafir ettim dünyama. Bir nevi, inziva idi itikaf. Kişinin dünyevî her şeyden elini eteğini çekmesi, kendine gelmesi kolayca yapılabilen bir şey değil. İlâhî kudret bu zor işi, ömür içine özel görüşmeler koyarak, incelik taşıyan kullarına kapılar açmış.
Denizin büyük dalgaları kış mevsimindedir. Büyük gelişmeler büyük dalgalarla olur. Ya içeriden bir dip dalga ya da dışarıdan bir fırtına vesiledir dalgalanmalara. Yani durup dururken ne büyük bir dalga ne de büyük bir gelişme olmaz. Büyük gelişmeler peşinde olanın büyük dalgaları beklemesi gerekir. Bazen bu bir Ramazan iklimi, bazen bir İlâhî ikram olan ilhamlar bazen de ciddî arayışların, yakarışların kabul edilmiş dua zamanlarıdır.