'Veganlar'ı okuyan kaç kişi et yemekten vazgeçecek
Hayvan kaynaklı büyük bir salgınla kaosa sürüklenen dünyada et yemek yasaklansaydı nasıl bir hayatımız olurdu... Yazar Mehmet Mollaosmanoğlu, son distopik romanı "Veganlar"da et yemenin cezalandırıldığı çevreci ama yasakçı bir sistemi odağına alıyor. Yazarla gizem dozu yüksek yeni kitabını konuştuk.
Yeni kitabınız "Veganlar" okurla buluştu. Her ne kadar kitabınızın sonunda yanıtını vermiş olsanız da henüz okumamış olanlar için soralım, vegan mısınız
- Veganlığı onaylayan biri değilim. Vejetaryenlik evet, gönülden evet hem de. Ben ikisi de değilim ama vejetaryenliğe yakın bir beslenme düzenim var. Paul McCartney, "Mezbaha duvarları camdan olsaydı herkes vejetaryen olurdu" demiş. Benim böyle bir deneyimim var, zaten ondan sonra kırmızı et yemeyi bıraktım. Bu hikâyeyi merak eden kitabın sonundaki sonsözü okusun. Ne var ki arzularını, heveslerini, özentilerini sulandırıp bulanıklaştırarak istediği kaba sokan insan için ne fark eder!
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıEt ve hayvan ürünleri tüketiminin yasak olduğu bir gelecekte geçiyor romanınız. Günümüzde, et tüketiminin yasaklanması gerektiği görüşüne sahip olanlar kadar, eti yasaklamanın kötülükle sonuçlanacağı kanısında olanlar da var...
- Neden et yiyoruz, niçin etin tadını çok lezzetli buluyoruz Bu sorudan başlamak lazım... Yanıtı kolay aslında, kabuller ve alışkanlık. Ben iddia edildiği gibi eti asla lezzetli bulmuyorum hatta kırmızı et benim için kötü kokan bir besin kaynağı. Bir et lokantasının önünden geçerken burnumu tıkamak zorunda kalıyorum. Neden Alışkanlıklarımdan ve kabullerimden sıyrıldığım için. Bu işin logaritmasına bakacak olursak, özgür iradeyle algılama biçimi, kabullerle algılama biçiminden farklıdır. Kabuller manipülasyonların atasıdır. Siz manipüle edilmiş bir beyne mi inanırsınız, var oluş özelliğini koruyan bir beyne mi Et yemek sadece bir kabul ve hiç gereği yok. Beslenme düzeni içinde etin yerini tutacak bir sürü tohum, baklagil ve mantar çeşidi var. Üstelik bazıları protein bakımından etten daha üstün. Kaldı ki bir eziyet, sömürü düzeni kurulmadan da insanlar süt, yumurta gibi hayvansal ürünler tüketebilir, bence mümkün.
YAPIMCILAR RİSKSİZ
KONULARI TERCİH EDİYOR
"Veganlar", ikinci kitabı yazmaya müsait bir finalle sona eriyor...
strong class'read-more-detail'Haberin Devamı- Henüz aklımda böyle bir fikir yok ama okurlar Tarhan'ın ve ülkenin geleceğini merak ederse bunu bir talep olarak algılar ve yazmayı düşünürüm.
Tarhan'ın yaşadığı, heyecanı yüksek bir macera. Filmi gelir mi kitabın
- Zaman zaman diğer kitaplarım için yapımcılardan istek geldiği oldu ama sonuca ulaşmadı. Bu görüşmelerden şunu anladım, yapımcılar genellikle daha düz ve risksiz konuları tercih ediyor. Bunun yanında platformlardaki diziler ile filmlerdeki kötü ve karışık kurgulara, yaratılamamış atmosferlere, merak unsuru noksanlığına, rolle uyumsuz oyunculara fazlaca maruz kaldıktan sonra kitaplarımın dizi olması konusunda hevesim de pek yok açıkçası. Sanki senaristlerin beynine bir virüs girmiş ve sürekli kopuk-kopuk eserler yazıp sektöre sürüyorlar. Yine de televizyon dizilerinin pek çoğu platformdakilerden daha iyi. En azından kurgular karmaşık değil, çarpıcı sahnelerle merak duygusu ön planda tutuluyor.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıMezbahaların olmadığı, insanlarla hayvanların birlikte yaşadığı bir gelecek hayali kuruyor Tarhan. Böyle bir dünya mümkün mü
- Nietzsche bir 'üst insan' modelinden bahseder. Bilgiyi ve erdemi arayan, iyi-kötü kavramlarını yargılamayan, empati yönü güçlü üst insandan... Kuşkusuz gelişmiş toplumlarda, demokrat olmanın gerçek anlamını idrak etmiş iktidarların da desteğiyle bu söylediğiniz başarılabilir.
'VEGANLAR' BENİM EN BAHTSIZ KİTABIM
"Veganlar'ı okuyan kaç etçil et yemekten vazgeçecek ki" diyorsunuz. Okurlarınız arasında et yemekten vazgeçenler olmaz mı sizce
- Agustina Bazterrica'nın "Leziz Kadavralar" ve Joseph D'Lacey'nin "Et" adlı romanlarında benzer konuyu farklı biçimlerde ele alır ve okuyanı dehşet içinde bırakacak bir altyapıya sahiptirler. Bu iki kitabı okuyup et yemekten vazgeçmişler midir acaba Sanmıyorum. Kaldı ki "Veganlar" bu iki romanın yanında romantik komedi gibi kalır.