.

◊ Bodrum'da dünyanın farklı ülkelerinden gelen nitelikli filmleri izlemeyi başardım. Festival direktörü Cenk Sezgin'in Bodrum'a katkısı tartışılmaz. Kendisini festivalin başından beri tanıyorum. Hep çıkışta olmayı başarıyor.

◊ Festivalde çok ciddi bir yenilik var. Geçen yıl da vardı. Kos-Bodrum iş birliğiyle. Kos'la kardeş etkinlikler yapılıyor. Bu da festivali diri tutuyor. Kos Belediye Başkanı Theodosis Nikitaras da dostluğunu sergiliyor.
◊ Sinema ve medya alanında önemli çalışmalara imza atmış olan Elif Dağdeviren, festival misafirleriyle samimi bir şekilde ilgilendi. Bu yıl Alin Taşçıyan'la iyi bir ikili olmuşlardı.
◊ Festivalde uluslararası, yerli, gişe ve sanat filmlerinin bir arada bulunduğu farklı seçkiler ve yarışma filmleri vardı.
◊ Dünyaca ünlü yönetmen, senarist, yazar ve oyuncu Tony Gatlif'in de festivalde görmek önemliydi.
◊ Festivalin Uluslararası seçkisini beğendim. Fırsatını bulunca izleyin!

Bodrum'da aklımda kalan filmler

◊ "Olmo", Fernando Eimbcke, 2025, 84 dakika, Meksika/ ABD
◊ "Yusufçuk/ Dragonfly", Paul Andrew Williams, 2025, 98 dakika, İngiltere
◊ "Zamanın Renkleri/ Colours of Time/ La Venue de l'avenir", Cedric Klapisch, 2025, 124 dakika, Fransa
◊ "Beyaz Salyangoz/ White Snail", Elsa Kremser, Levin Peter, 2025, 115 dakika, Avusturya / Almanya

Nobelli yazardan yeni kitap!

2024 Nobel Edebiyat Ödülü kazananı, Güney Kore'nin dünya edebiyatına armağanı Han Kang'ın Türkçedeki yeni romanı "Yunanca Dersleri", April Yayıncılık etiketi ve Göksel Türközü'nün çevirisiyle okurlarla buluştu.

Han Kang'ı "Vejetaryen", "Çocuk Geliyor", "Beyaz Kitap", "Veda Etmiyorum" ve "Sevgilinin Soğuk Elleri" adlı kitaplarıyla tanıyoruz. Her kitabında yoğun bir şiirsellikle bedene, hafızaya ve geçmişle yüzleşmeye dair sarsıcı mesajlar veren bir yazar Kang, hızla okunan, etkisi ise uzun süre kalan kalem sihirbazlarından. Türkçede yayınlanan yeni romanı "Yunanca Dersleri", iki insan arasında kurulan beklenmedik bağın hikâyesi. İnsanın insana şifa olmasına, dilin ve dokunmanın gücüne yazılmış bir aşk mektubu. Duyuları uyandıran, hayatta olmanın özünü hatırlatan unutulmaz bir eserle karşı karşıyayız.

Başka Bir Dünya Değil

Kadınların, ailelerin ve belleğin saklı odalarına açılan öyküler... Gündelik hayatın içinden yükselen sesler, kadınların ve ailelerin gölgede kalmış hikâyeleri, çocuklukla yetişkinlik arasındaki ince çizgide yankılanan duygular...
Füsun Aymergen, yeni kitabı "Başka Bir Dünya Değil" ile edebiyatseverlerle buluşuyor. Aymergen'in öykülerinde kahramanlar; bir köy meydanında, bir kuşçunun önünde ya da babaannenin gölgesinde karşımıza çıkar. Onların diliyle konuşurken yalnızca bireysel değil, toplumsal belleğin karanlık odalarındaki hikayelere de tanık oluruz.
Aymergen daha önce "Kadın Öyküleri" ve "Kadın Sesleri" derlemeleriyle edebiyat okurunun dikkatini çekmişti. Bu kez ise kendi sesiyle, kendi dünyasıyla, "başka bir dünya değil, tam da yaşadığımız dünya" diyerek güçlü bir çıkış yapıyor.