Berlin notları

.

◊ Geçen hafta sonu Berlin'deydim. Burası benim için kozmopolit bir şehirdir, tıpkı İstanbul gibi. Belki de onun için bu kadar seviyorumdur. Soğuk savaş, duvar, Berlinale, Altın Ayı'nın şehri. Aynı zamanda en az Kreuzberg kadar Wedding'de de Türkler vardır.


◊ Dussmann Friedrichstrasse, en sevdiğim kitapçılardan biridir. Burada ne kitapsız ne de deftersiz kalmanız mümkün, tüm çeşitleri kapsayan çok sayıda kitapla ve defterlerle dolu. Kimse kitaplara kıyafetlere bakarmış edasıyla bakmıyor.
Sahiden kitapçıda gibi hissediyorsunuz kendinizi.
Kitapçıdan çıkmak zor bir iştir. Berlin'e gidip de Dussmann'a ve içindeki İngiliz Kitabevi'ne uğramamak olmaz, burada en çok seyahat ve gastronomi kitaplarının olduğu yerde vakit geçirdim.

Haberin Devamı


◊ Berlin'de olduğum tarihlerde Avrupa'nın en büyük onkoloji kongresi ESMO 2025, devam ediyordu, Kanser tedavisindeki en yeni gelişmeleri de, bu kongreyi yakından takip eden Prof. Dr. Mutlu Demiray ve KAYD Yönetim Kurulu Başkanı Dida Kaymaz'dan dinledim.
◊ Dida Kaymaz'ın dernek vasıtasıyla tanık olduğu mucizeler ve kendi kanser süreci geniş kapsamlı bir kitaba dönüştü, kitabın bazı bölümlerini okuma fırsatım oldu.
Hayat arkadaşı, gazeteci ve Türkiye Engelliler Spor Yardım Derneği Başkanı Yavuz Kocaömer'i de, kanser yüzünden toprağa veren Dida, uzun yıllardır yaşadıklarını özgürce kaleme almış.
Bu kitap, kanserle savaşıp onu yenen bir kadının hem yıllara yayılmış mücadelesini de hem de manevi yolculuğunu anlatan, bir solukta okunan bir kitap.
Ünlü kanser uzmanı ve Avrupa Onkoloji Derneği kurucularından İtalyan Prof. Veronesi'nin farklı tedavi yönteminden, Sri Lanka'nın arınma merkezlerine, Peru'nun şamanik geleneklerine, ayurvedaya uzanan pek çok tedaviyi birebir deneyimleyen Kaymaz, "Bu yolculuklarda öğrendim ki iyileşme sadece fiziksel bedende değil, ruhta, zihinde ve kalpte başlıyor" diyor.

Haberin Devamı


◊ Gazeteci arkadaşım Fulya Soybaş'la da Berlin'de buluştuk, o da onkoloji kongresini takip ediyordu.
Funda'yla da iyi vakit geçirdik, hem biraz kültürel magazin yaptık hem de Kruezberg'in ünlü lokantası Hasır'da dostlarla birlikte döner yedik.
◊ Berlin'de yazar dostum Nesrin Kişmar ve Alman arkadaşlarıyla birlikte Fatih Akın'ın yeni filmi "Amrum"u da izleme fırsatı buldum.
Başka dilde film izlemenin zorluklarını da aştım diyebilirim. Film öncesi yaptığım okumalar, filmin içine girmemi sağladı.
"Amrum", II. Dünya Savaşı'nın son haftalarında, Amrum adasında ailesinin sırrını keşfetmeye çalışan 12 yaşındaki Nanning'in hikâyesini anlatan etkileyici ve görsel olarak güçlü bir drama. Gerçek olaylara dayanan filmde Jasper Billerbeck başrolde yer alıyor.
Oyuncu kadrosunda ayrıca Laura Tonke, Lisa Hagmeister, Kian Köppke, Matthias Schweighöfer ve Diane Kruger bulunuyor.