Unutmayalım, adalet size de lazım olacak

15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra toplam 127 bin 292 kamu görevlisi meslekten çıkarıldı. 2017'de bu kararlara karşı Olağanüstü Hal İşlemlerini İnceleme Komisyonu kuruldu. Komisyon kararına karşı yargı yolu açıldı. Bu davalara bakmakla görevlendirilen Danıştay 5. Dairesinde, bugüne kadar 5 bin 112 dava açıldı. Davalardan 3 bin 799'u reddedildi, 435 dava hakkında ise işlem iptal edildi.

Kararlarla ilgili olarak 2019'dan bu yana Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna 4 bin 234 temyiz başvurusunda bulunuldu. Bunlardan 3 bin 448'i Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından sonuçlandırıldı. Buna göre dosyaların 3 bin 428'inde Danıştay 5. Dairesi tarafından verilen davanın reddi yönündeki kararlar onandı. 6 ret kararı bozuldu. Karara bağlanan 3 bin 448 dosya içinde, Danıştay 5. Dairesi'nin iptal kararı verdiği 14 dosyadan üçü yeniden karar verilmek üzere bozuldu, 11'i onandı.

Danıştay 5. Dairesi'nin iptal kararı verdiği 236 dosyada ise dosyanın incelenmesi sonucunda esas hakkında karar verilmesi için gerekli olduğu anlaşılan ancak dosyaya sunulmayan belgeler ve bilgiler ara kararları ile istendi. Karar gerekleri yerine getirildikçe dosyalar da sonuçlandırıldı. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu nezdinde dosyanın eksikliklerinin giderilmesi ve incelemeleri devam eden 550'si bulunuyor. Bu dosyaların ise 351'i davanın reddi, 185'i ise işlemin iptali yönünde olduğu anlaşıldı. 104'ü tetkik hâkimine gönderildi, 81 dosyada karar aşamasına gelindi.

EN VAHİM YANLIŞ BİLGİ

FETÖ ile ilgili yargılamalarda kamuoyunun haklı olarak duyarlılığı var. Mahkemeler, iddia konusu suçlarla ilgili belgeler ve vicdani kanaate göre hüküm veriyor. Bu süreçte en vahim bilgi ise, sanki Danıştay 5. Daire bir günde oturup 414 hakimin davasında iptal kararı vermiş ve bunların göreve başlatılmış gibi gösterilmesi ya da böyle bilinmesi. Bu kararlar bir günde değil, ancak 7 yılda, değişik tarihlerde verildi.

15 Temmuz 2016 darbe girişiminin sıcaklığı, devletin kendini koruma refleksiyle Hakimler Savcılar Kurulu (HSK) somut verilere dayanılmadan meslekten çıkarma işlemleri de yaptı. Yargılama aşamasında söz konusu dosyalarda başta HSK olmak üzere Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü, Hazine ve Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon Anonim Şirketine, Danıştay Beşinci Dairesi tarafından ara kararlar bildirildi.

414 hakim ve savcının FETÖ ile irtibat, iltisaklarına yönelik somut verilerin bulunup bulunmadığı dava aşamasında ilgili kuruluşlardan soruldu. Çünkü dava açanlar ilişkilerinin olmadığını öne sürüyor. O zaman yapılması gerekeni mahkeme yapıyor ve ara kararla iddiaların doğru olup olmadığını ilgili kuruluşlardan soruyor. Bu süreçte ilginç bilgiler de geldi.

İŞTE BAZI ÖRNEKLER

Davacının hakimlik mesleğinden çıkarılmasına gerekçe olarak, çocuğunu FETÖPDY bağlantılı özel okula gönderdiği iddiası gösterilmişti. Davaya bakan Danıştay 5. Dairesi, Milli Eğitim Bakanlığı'na ara kararla söz konusu okulun FETÖPDY bağlantısı olup olmadığını sordu. Bakanlığın cevabında dosyada adı geçen söz konusu okulun FETÖPDY terör örgütü ile irtibatlı olmadığı, halen eğitim öğretim faaliyetine devam ettiği bildirildi. Mahkeme doğruyu yapmamış mı

Başka bir dava dosyasında, davacının Bank Asya'da hesabının olması atılma gerekçesi olarak gösterilmiş. Ama davacı, 'Benim o bankada hiçbir dönemde hesabım olmadı" diye kendisini savunmuş. Danıştay 5. Dairesi ne yapmış Ara kararla bu yargı mensubunun Bank Asya'da hesabının bulunup bulunmadığını TMSF'den sormuş. TMSF'nin mahkemeye gönderdiği yazıda söz konusu yargı mensubunun o bankada böyle bir hesabının olmadığını bildirilmiş.

Yine başka bir dosyada ise yargı mensubunun meslekten ihraca gerekçe olarak gösterilen tanık ifadelerinin "Duyuma dayalı" olduğu, konu hakkında bilgi sahibi olan kişilerin ise ifadesine başvurulmadığı dosya içeriğinden anlaşıldı. Ara kararın muhatabı olan kamu kurum ve kuruluşlar tarafından da davacılarla ilgili iddiaları yönünde cevapların gelmesi veya herhangi bir bilgi veya belge sunulmaması sonucu