Hava Hanım, eşi Hasan Bey, kızları Neslihan Hanım, Silivri yerleşkesindeki cezaevine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu değil, oğulları, kardeşi Ekrem İmamoğlu'nu ziyarete gidiyordu. Evlatları, kardeşi cezaevinde olan herkes gibi onlar da üzüntülüydü. Cezaevine demir kapılarından, bir dizi kontrollerden geçerek ziyaret odasına ulaştılar.
Anne Hava Hanımdan önce, Neslihan Hanım, ağabeyinin girişini görür görmez koştu ve yürekten sarıldı. Anne, oğlunu gördüğünde "Ekrem, yavrum" dedi. Baba Hasan İmamoğlu, içi kan ağlasa da soğukkanlılığını korumaya çalıştı. Oğluna, "Geçmiş olsun, bu günler de geçer" diyebildi. Cezaevi çıkışında anne Hava Hanım, "Oğlumun suçu yok. Dayanamıyorum. Çıkmasını istiyorum" diyebildi. Baba hiç konuşmadı. Cezaevinden ayrıldıktan sonra sadece SÖZCÜ'ye konuştu. Oğluna karşı gösterilen ilgiyi, desteği gördükçe, "Bizim insanımız adildir. Ama maalesef adaletli olmayan idareciler de çıkıyor" dedi.
GÖRÜŞMEYİ ANLATTI
Cezaevine girene, ziyaretçisi moral verir. Ancak Ekrem İmamoğlu, gelenlere moral veriyor. Baba Hasan İmamoğlu, oğluyla cezaevinde ilk görüşünü şöyle anlattı:
"Ekrem'i çok moralli gördüm. Benim konuşmama fırsat bile vermeden hep o konuştu. 'Baba, bu iş böyle nereye kadar gider, ama hiç mesele değil. Ben bütün parti çalışmalarına dikkat ediyorum. Arkadaşlarımızla mesai içinde görüşüyorum. İdari açıdan herhangi bir sıkıntı yok.' Seçimler için çok iddialı.
O KADAR KÖTÜ BİR YER DEĞİL
İkimiz de konuşmamızda, 'Allah Devletimize, milletimize zeval vermesin. İnşallah sen de bir an önce tahliye olursun' dediğimde, 'Baba, cezaevi o kadar kötü bir yer değil. Kitap okuyorum. Ama ziyaretçilerimden fırsat bulup tam olarak okuyorum da diyemem.' Belki bizim gönlümüz olsun, daha fazla üzülmeyelim diye bunları söylüyordur.
Ama ne olursa olsun oranın adı cezaevi. Cezaevinde açık söyleyeyim şunu da gördüm: Cezaevine ilk kez gittim. Sağ olsun bütün görevlilerin de çok yakın ilgi ve alakalarını gördüm. Ekrem Bey de, aynı şeyleri söyledi. Yani cezaevinde de aynı, polis de aynı yakınlığı görmüş. 'Bu konuda çok rahatım' dedi.
ZAYIFLAMIŞ GÖRDÜM
Ekrem Bey'i, biraz kilo vermiş gördüm. O da nezaret döneminde daha çok vermiş. Kendisi spora meraklıdır. Cezaevimde küçük bir alanda ancak yürüyüş yapabilme imkanı var. Orada yürüyüş yapması ziyaretçilerin çokluğundan mümkün olmuyor.
Biz Ekrem'i beklerken, cezaevi görevlisi de, 'Aşırı sayıda ziyaretçisi geldiğini' söyledi. Allah yokluklarını vermesin. Benim için önemli olan onun moralli oluşuydu. Çok şükür çok moralliydi. Orada, iş hayatımızdan bahsetmedik. Belki biliyordur, bilmiyorum ama bizimle ilgili yasaklar devam ediyor. Gittiğimde Beylikdüzü Belediye Başkanımızı, bazı belediye başkanları ve bürokratları da ziyaret etmek istedim. 'Onun için başka gün gelmemi' söylediler. Görüşme yapabilmenin de kuralları var tabii. Sonuçta orasının adı cezaevi, başka bir şey değil."
OĞLUM TUTTUĞUNU KOPARIR
Hasan Bey'e, "Eşinizin durumu nasıldı" diye sorduğumda, "Hanım benden metanetliydi. Hanım biraz çilekeştir. Üzüntüsünü hissettirmez. Açık söyleyeyim ben biraz duygusalım" dedi ve bu konuyu şöyle açtı:
"Şöyle bir şey Saygı Bey, biz baba-oğul değildik, yani biz iş hayatımızda hep beraber olduk. O talebeyken işe sokmuştum onu. Biraz daha da duygusallığım şuradan geliyor: Ben çok eziyet etmişim ona. Yani eziyet derken, iş hayatına bir an evvel girsin diye okul hayatındayken işe sokmuştum onu. Ama biliyordum onun tuttuğunu koparan, başaran bir insan olduğunu. İnşallah geçecek bu sıkıntılar ne diyeyim.
Kardeşi Neslihan da iyi. Biz, Ekrem'e gidip onu hem ziyaret edip, hem moral verecektik. Ama o bize moral verdi. CHP'nin eski genel başkanlarından Hikmet Çetin de bizden önce ziyarete gitmiş. O da aynı şeyi söyledi. 'Biz moral verelim derken, o bize moral verdi' dedi.
40 DAKİKALIK GÖRÜŞ
Görüşme süresi 40 dakika olarak belirlenmişti. Oğlumla açık görüş yaptık. Biz görüşürken, iki kez görüşmenin kalan süresi hatırlatıldı. Yani 'Görüşme sürenizin bitmesine 10 dakika kaldı, 5 dakika kaldı' gibi. Görevliye, 'Rahat olun, biz süremizi bile doldurmadan önce çıkarız' dedim.
Hakikaten öyle. Ekrem Bey, başkan olduğunda randevu istediğim zamanlar oluyordu.