Teğmenler, kaldırılan andı niçin okudu
Kara Harp Okulu'nda (KHO) 30 Ağustos'ta diploma ve sancak devir teslim töreninden sonra, 2023 yılının Mart ayında kaldırılan "Subay andı"nı teğmenlerin okuması, kılıç çatması "disiplinsizlik" olarak değerlendirildi, beş teğmen Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) çıkarıldı. Oysa, teğmenlerin bu andı okuması sadece "disiplinsizlik"le geçiştirilmemeli. Teğmenlerin bu andı neden okumak istedikleri yeterince ele alınmadı. Ne diyor bu teğmenler "Bize tarikatçı deniliyor. Tarikatçı olmadığımızı göstermek için subay andımızı okuduk."
10 Kasım 2023'te Tuzla Piyade Okulu'nda, Atatürk'ü anma töreninde, Atatürk fotoğrafını yakasına takmayan teğmen olduğu, onunla birlikte hareket edenler olduğu da ortaya çıkmıştı. Bu duruma tepki gösteren Atatürkçü 7 teğmen "disiplinsizlik" denilip TSK'dan atıldı. Teğmenlerin amiri olan üç komutandan ikisinin avukatı, emekli askeri hakim Cengiz Demirtaş, bugün İdare Mahkemesi'ne kararın iptali için başvuracak. Karataş savunmasında şunları belirtiyor:
ÖĞRENCİ ALIMINA GÖLGE DÜŞMEMELİ
"Sorulması gereken KHO'da eğitim gören Harbiyelilerin arasında bazı tarikat ve cemaat mensuplarının olduğu neden iddia ediliyor Bu şüphecilik neden Gerçek olma ihtimali var mı Gerçek olup olmadığını söylemek, gerçekse 15 Temmuz darbe girişiminden ders alıp gereğini yapmak devletin işi. Hani derler ya 'şüyuu vukuundan beter.' İşte bu durum da öyle. Vuku bulup bulmadığını söyleyemeyiz ama şüyuu dahi olmamalı.
Bunun için de uygulamadan bağımsız olarak Harp Okullarına alınan öğrencilerin bir kısmının bazı cemaat veya tarikat mensubu olduğu söylentisine bile izin vermeyecek mevzuat olmalı. Harp okullarına öğrenci alımına en küçük bir gölge düşürecek mevzuata izin verilmemeli. Ancak bu sayede kamuoyu tatmin olur, Tuzla Piyade Okulu'nda 10 Kasım'da yaşanan Atatürk fotoğrafı takmama, KHO'da 30 Ağustos'ta yaşanan mevzuat dışı ant okuma gibi hadiseler de yaşanmaz."
BÖYLE BİR HÜKÜM YOK
O halde KHO'ya öğrenci alımının ne şekilde yapıldığını inceleyelim. Harp Okulları Kanunu'nda bu hususta hüküm yok. Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Personel ve Askeri Öğrenci Temin Faaliyetleri Yönetmeliği, TSK'ya personel ve öğrenci alımının ne şekilde olacağını, hangi aşamalardan geçileceğini belirlemiş.
Yönetmeliğin 52. maddesi ile temin faaliyetlerinde görev alacakların nitelikleri, sayısı, çalışma süre ve esasları, komisyonların oluşumunun ve temine yönelik diğer hususların Bakanlık tarafından belirlenmesi öngörülmüş. Görüleceği üzere, kanun ve yönetmeliklerde şeffaf bir şekilde düzenlenmesi gereken hususlar Bakanlığa bırakılmış.
Bakanın yoğun iş temposu içinde bu konuyla ilgilenmesi beklenemeyeceğine göre bu faaliyetler Bakanlığın ilgili birimince planlanıyor, yetki devri doğrultusunda bir bakan yardımcısı onayıyla yürütülüyor. Bakanlık bu faaliyetleri yerine getirirken, komisyonların kaç kişiden oluşturulacağı, görev alanların kaçının asker, kimlerin hangi kriterler ile bu komisyonlarda görev yaptığının cevabı şeffaf biçimde bilinmiyor.
ŞÜPHEYLE BAKILIYOR
İşte bu durum, öğrenci temin faaliyetlerine şüphe ile bakılmasına sebep oluyor. Mümkünse kanunla veya en azından yönetmelikle her husus ayrıntılı düzenlense, öğrenci seçim faaliyetlerinde Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıklarına fazlaca karar verme imkanı tanınsa çok daha iyi olmaz mı Haklarında TSK'dan ayırma cezası verilen Mustafa Alper Topsakal ve Halit Türkoğlu'nun avukatı Av. Cengiz Demirtaş, bugün Milli Savunma Bakanlığı'na dilekçe vererek soruşturma isteminde bulunacak.
Demirtaş, bu soruşturmanın sonucunun kendisine veya ayırma cezasına karşı açacağı davaya bakacak idare mahkemesine gönderilmesini isteyeceğini öğrendim. Demirtaş, müvekkilleri hakkında verilen ceza öncesi yapılan disiplin soruşturmasında bazı hususların araştırılmadığını, ifade tespiti işlemlerinde sorulmayan sorular nedeniyle maddi olayın tüm berraklığıyla ortaya konulamadığını öne sürüyor.
KALDIRILDIĞI DUYURULDU MU