Suriyeli özgürlüğün tadını çıkarırken

Esat hükümetinin yıkılmasından sonra Suriye'den gelen haberlere bakılırsa, halk özgürlüğüne kavuştu. Türkiye'nin de terör örgütü kabul ettiği HTŞ'nin başındaki Colani, takım elbisesini giydi, kravatını taktı, Suriye'de kimsenin siyasi görüşünden, dininden, mezhebinden, milliyetinden ötürü itilip kakılmayacağını söyledi.

İran, Suriye'den ayrıldı. Rus askerleri ülkeyi terk ediyor. Amerikalıların da yakında terk edeceği belirtiliyor. Yıllardır kapalı olan büyükelçiliğimiz açıldı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'de önemli mesajlar verdi. Ülkede tedirgin olan gruplar olsa da bir özgürlük havası esiyor.

HÜRRİYET HAVASI 9 AY SÜRMÜŞTÜ

Tarihçi Zeki Sarıhan, Suriye'deki gelişmeleri, Osmanlı döneminde yaşananlara benzetiyor. Sarıhan, şunları anlatıyor:

"İttihat ve Terakki emrindeki ordu, Makedonya'da ültimatomunu verince II. Abdülhamit'in 1876'dan beri sürdürdüğü rejim bir günde sona ermişti! Türk'ü, Rum'u, Ermeni'si, Arap'ı, Kürt'ü, Boşnak'ı, Çerkez'i, Laz'ı, Arnavut'u, Dürzü'sü kucaklaşmıştı. Her köşe taşı hürriyet nutuklarının atıldığı bir kürsü haline gelmişti Hürriyet, Müsavat, Adalet artık yeni rejimin ilkeleri idi.

Bu sevinç dokuz ay sürdü, sürmedi. Eski rejimle bütünleşmiş softalar İstanbul'da ayaklandılar. 'Gâvur icadı' dedikleri Meclis'i dağıttılar. İstanbul sokaklarında insan avı başlattılar. Hürriyetçiler, kurdukları rejimi korumak için Başkent İstanbul'u zapt ederek sistemi yeniden kurdular. Sultan Abdülhamit'i tahttan indirerek Selanik'e sürdüler.

SİYASİ CİNAYETLER BAŞLADI

İttihat ve Terakki, millete neler neler vaat etmişti. Çok geçmedi, sopalı seçimler başladı. Siyasi cinayetler işlendi. Muhalefetsiz bir parlamento oluşturuldu. Ardından savaşlar, savaşlar! Ve Almanların dünya hâkimiyeti projesinden bir pay kapmak sevdasıyla koskoca bir imparatorluğu ateşin içine atmalar. Diyeceğim o ki, Suriyeliler, şu günlerdeki özgürlüğün tadını çıkarsın. Sonunda ne olacağı hiç belli olmaz."

Heyet Tahrir Şam (HTŞ) adlı örgüt, İdlip'ten kalkıp elini kolunu sallaya sallaya Şam'a girdikten sonra liberal kesildi. Kimsenin diline, dinine karışmayacakmış. Halbuki adları yıllardır terör örgütü olarak kayda geçmişti. Afganistan'dakilerle ideolojik akraba olan bu hareketin terörü kafa kesen IŞİD terörü gibiydi. Zaten bir kısmı oradan transfer edilmişti. Halbuki şimdi kimsenin etlisine sütlüsüne karışmaz görünüyorlar. Çünkü Batı kendilerinden bunu istiyor. Batı'nın yüreğini soğutmak gerekiyor

Suriye'de yakın ve uzak gelecekte neler olacağı bilinmez. Şu günlerde yaşanan özgürlükçü havanın tadını doya doya çıkarmalılar. Çünkü, komşuda ne olacağı yarın belli değil.

Kırşehir'de "Talana dur" diyenler hedef alındı

Kırşehir kent merkezinin hemen yakınında su kaynaklarının üzerinde 8 bin futbol sahası büyüklüğünde Koç ve Fernas ortaklığıyla altın madeni projesi faaliyete geçirilmesi planlanıyor. Geçen cuma günü Kırşehir'den gelen heyet, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nda İnceleme ve Değerlendirme Komisyon toplantısına katıldı.

Toplantıya Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, CHP Milletvekili Metin İlhan, Kırşehir Kent Konseyi Başkanı Müfit Göçen, Genel Sekreteri Ömer Duran, Kırşehir Koruma Platformu Başkanı Mustafa Düğer, yardımcısı Erdem Yeşer, Belediye Meclis Başkanvekili Mehtap Karaburçak Tuzcu, Mucurlular Dernek Başkanı Veysel Eken katıldı.

Kırşehir heyeti, altın madeni projesinin "Kırşehir'in talanı" olacağını anlattı. Bakanlık yetkilileri ise altın madeni ÇED sürecini durdurdu, firmaya yeni rapor için bir yıl süre tanıdı.