"Peygamberimizin, mitinglerinde olduğunu yayıyorlar"

Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş'ın, bakanlıktan gelen talimat doğrultusunda 27 Nisan 2021'de yayımladığı genelgenin konusu "Ses ve görüntü kaydı alınmaması"ydı. Bu genelgeyle toplumsal ve adli olaylarda görüntü ve ses kaydının alınmasını yasakladı.Genelgede, toplumsal ve adli olaylarda görüntü, ses kaydı alacağından şüphelenilen kişilere bile müdahale edilebileceği belirtildi. Böyle bir genelge yayımlanmasına gerekçe olarak da çekilen görüntülerin gerçeği tam yansıtmadığı, özel hayatın gizliliğinin ve kişisel verilerin ihlali gösterildi.O GENELGE OLMASAYDI"Ortada suç varsa en güzel delil kayıttır." Ama bu genelge suçluyu, özellikle suçlu kamu personelini korumak için hazırlanmış izlenimi yarattı. Danıştay 10. Daire Başkanlığı oy birliğiyle şu kararı aldı:"Söz konusu genelge, haberleşme ve basın hürriyetini kısıtlamaktadır. Temel hak ve hürriyetler yalnızca kanunla sınırlandırılabilir. Emniyetin genelgesi Anayasa'ya aykırıdır."Adana'da "Furkancılar"ın yürüyüşünde polisin tutumunu, İçişleri Bakanı da televizyondan izledi. Tepkiler üzerine, "Polise orantısız güç soruşturması" başlatıldı. Danıştay o genelgeyi iptal etmemiş olsaydı, o görüntüleri kimse izleyemeyecekti...YANLIŞLAR ZİNCİRİBazı örgütler seslerini duyurabilmek için, polisle karşı karşıya gelmek için her türlü tahrikte bulunur. Bunu Adana'da yaşanan olay için söylemiyorum. Ama genelde taktik polisi tahrik etmektir.Adana görüntülerini izleyen konuştuğum iki emniyet yetkilisi, bazı polislerin "Kontrol dışı bir güç" kullandığını söylediler. Burada suçlu olan sadece polis memuru değildir. Kuvvetleri iyi organize edemez, buna göre eğitimden geçiremezseniz benzer olaylar her zaman yaşanır. Görüntüler organize bir güç değil, Emniyet'in farklı birimlerinden polisler olaya müdahale için getirilmiş "Toplama güç" izlenimi yarattı.KASK İÇİ MUHABERE"Çevik Kuvvet"in adı 12 Eylül 1980 öncesi "Toplum Polisi"ydi. Çok zahmetli, zor görevleri olan bu insanların olaylara müdahale konusunda hem polise, hem de topluluğa zarar vermemesi esastır.Çevik Kuvvet, operasyonel güç değil. Halkla doğrudan temas halinde olması nedeniyle davranış biçiminin dengeli ve kararlı olması gerekiyor. Birleşmiş Milletler toplumsal olaylara müdahale normlarına uygun davranılması da zorunlu.Toplumsal olaylarda en önemli konu eğitim. Örneğin bir ara "Kask içi muhabere sistemi" kullanılıyordu. Polis, amirlerinin kendilerine verdiği emri bu sistemle duyuyordu. Örneğin, "Cop çek" komutunu duymadıkça kimse copunu çıkarmıyor. Açıkçası polis, kafasına göre hareket edemiyordu.Polis amirleri polis koleji, ardından polis akademisinde polislik ruhuyla yetiştiriliyordu. İki yıllık polis meslek yüksek okulunu bitirdikten polisliğe başlanıyordu. Bugün durum farklı. Değişik fakülte mezunları 10 aylık bir eğitimden sonra polis amiri ya da polis yapılıyor.TAHRİK OLMAYACAKBaşında da belirttim, göstericiler genelde polisi tahrik etmek ister. İşte, bu tuzağa polisin düşmemesi gerekiyor. Tabii ki polis güç kullanacak. Ama, esas olan ve eğitimlerde öğretilen, "Karşı taraf sana ne yapıyorsa sen de onu yapacaksın. Karşı taraf silah çekmiyorsa, sopa-cop kullanmıyorsa sen de yapmayacak, farklı şekilde engelleyeceksin. Orantılı güç dediğimiz de işte