Müsavat Bey yarın çok ağır konuşacak

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu'na, Partinin Kurucu Genel Başkanı Meral Akşener'in, bilgileri dışında Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'la yaptığı ve içeriği açıklanmayan görüşmeyle ilgili sorular yöneltiliyor. Bu yetmiyor, parti içinde bu görüşmeden rahatsızlık duyanların açıklamaları, bazı milletvekillerinin istifası konuşuluyor. Sıkıntılı bu süreçte 24 saat içinde Müsavat Bey geçmişte aynı evi paylaştığı Dr. İbrahim Doğan ile Şenol Uzunmehmetoğlu'nu kaybetti. Dün, Şenol Bey'in cenazesine katılmak için İnebolu yolundaydı.

Akşener'in Saray ziyaretiyle ilgili değişik iddialar gündeme getiriliyor. İYİ Parti'nin 36 milletvekili var. Partisinden ayrılıp henüz başka partiye katılmayan milletvekillerinden Adnan Beker, Bilal Bilici, Salim Ensarioğlu, Ümit Dikbayır, Yüksel Arslan da gelişmeleri izliyor. Aslında İYİ Parti'de herkes bir beklenti içinde. Akşener'e yakın olan milletvekilleri olduğu gibi Koray Aydın'la birlikte hareket edenler de var. Akşener'in görevden aldığı Ankara İl Başkanı Yener Yıldırım'ı, Müsavat Dervişoğlu'nun yeniden göreve getirmesi de Akşener-Dervişoğlu ilişkisini bozdu.

AMAÇ İYİ PARTİ'Yİ DAĞITMAK MI

Müsavat Dervişoğlu, Erdoğan-Akşener görüşmesini biliyor ama konuşmaların içeriğini bilmediğini belirtiyor. Tanıdığım kadarıyla bilse de o konuda bir açıklama yapmaz. Nitekim, Akşener, görüşme yaptığını söyleyince, içeriğini de sormadı. İYİ Parti'nin dağıtılması için yoğun çabalar olduğuna ilişkin iddiaları sorduğumda şunları anlattı:

"Bütün bunlar konuşulabilir. Ben daha bir aylık Genel Başkanım. Önümüzdeki süreç neyin ne olacağını gösterecektir. Bir görüşme var. Görüşmenin içeriği ile ilgili her hangi bir kimse fikir sahibi değil, ama televizyonlarda ve gazete köşelerinde konuya ilişkin bir sürü de değerlendirme var. Hiç kimse hiçbir şey bilmeden bu kadar değerlendirmeyi ya da bu kadar yorumu acaba neden yapıyor diye düşünmek lazım.

İçeriğini kimse bilmiyorsa herkes tevatürler üzerinden bir şey yapıyorsa ben de bu dalgaya dahil mi olayım. Ne yapabilirim Önümüzdeki süreç gösterecek. Ben de söylemem gerekeni ifade ediyorum. Yarın saat 10.30'da TBMM grubumuzda bir şeyler söyleyeceğim. Benim anlayamadığım, şimdi bir görüşme var. Bu görüşme ile ilgili taraflar bir şey söylemiyor. Ama o kadar fazla yorum var ki. Bana sorulanlar, Meral Hanım'a sorulmuyor.

'MEMLEKET MESELELERİ' DEDİ

Sayın Akşener, görüşmeden çıktıktan sonra beni aradı. Erdoğan'la 'memleket meseleleriyle ilgili konuştukları' türünden yani üzerinde konuşulacak ayrıntı içermeyen bir karşılıklı görüşme oldu. Bunun içinde strateji varmış, şu olacakmış, bu olacakmış sonra işte iki kişi görüşmede yanında bulunmuş deniliyor.

Ben sığlığın içinde bulunmam. Bu karakterimden kaynaklı bir durum. Partinin Genel Başkanı olarak, politikalarıyla alakalı görüş ve düşüncelerimi de çarşamba günü ifade edeceğim. O gün eleştireceğim gayet tabi çok şey olur. Madem ki kimse konuştuğunu söylemiyor. Ben konuşayım, bakalım ne olacak göreceğiz. Hep 'o niye oldu, bu niye oldu' diye işin magaziniyle uğraşılıyor. O yüzden söylenecekse alenileşmesi lazım. Bir de herkes söylüyor, görüşmenin tarafları açıklama yapması lazım ne görüşüldüğüne dair. Onlar bir şey demeden biz neyi konuşabiliriz

SİYASİ NAMUSLARINDAN EMİNİM

İYİ Parti'den milletvekili alınması ile ilgili iddialar var. Bu tür iddiaların siyasette pratiği yok. Ben partimdeki milletvekili arkadaşlarımın siyasi namusundan ve ülke sevdasından eminim. Eğer varsa sevdasını kaydetmiş olanla ilgili de bir şey söyleyemem.

Koskoca bir partiyi töhmet altında bırakmak ayıp. Koca koca adamlar 'İYİ Parti çözülüyor, dağılıyor, İYİ Parti'den şu kadar adam AKP'ye gidecek, CHP'ye gidecek vs.' Ayıp değil mi bu Biz, siyasetin namusunu korumak mecburiyetinde değil miyiz Hepimiz bu işin mesulü değil miyiz Kaleminin namusuna sahip çıkan gazeteciler vardı memlekette. Şimdi ne idüğü belirsiz iletişimciler var. Güya algı oluşturup algı yönetmeye kalkışıyorlar. Bu, ülkeyi nasıl ayağa kaldıracak. Hiç kimsenin sorumluluğu yok mu, tek sorumluluk bende midir Bu davranışlar ilk önce sizin gibi namuslu gazetecileri rahatsız eder. Sizin sormanız çok normal geliyor bana. Ama hiçbir şey bilmeden çık bir o, bir bu TV'ye, yemin ediyorum onların namı hesabına utanıyorum. Bu üç, beş kuruşla olacak iş değil, ayıp."