Milli Savunma Bakanlığında bir garip olay

Camiye, okula, kışlaya siyaset sokulmaması esastır. Ama günümüzde siyasetin âlâsı camiye de, okula da, kışlaya da ne yazık ki sokuluyor. Camilerde Atatürk'ün adı hiçbir şekilde anılmıyor. Cemaatlerin temsilciliğini yapanlar, Diyanet İşleri Başkanlığı kadrolarında görev yapıyor. Okullarda bazı müdürler, öğretmenler cemaat-tarikat propagandasını açık bir biçimde gerçekleştiriyorlar. Bunlar basına yansıdığında sözde "soruşturma açıldığı" belirtiliyor. Ama o soruşturmalar bir şey yapılmadan unutturuluyor. Gerçekte soruşturma bile açılmıyor. Aynı kişiler bu kez daha azgın bir biçimde propagandalarını sürdürüyor.

Harp okullarını bitiren öğrencilerin mezuniyet töreninden sonra ant içmeleri tartışılıyor. Her olayın altında başka niyetler aranıyor. Silahlı Kuvvetler'de varlığı bilinen ve bilinmelerine rağmen Yüksek Askeri Şura kararlarıyla ihraç edilmeyenler, günü geldiğinde darbe girişiminde bulundu. Silahlı Kuvvetlerimizden, bazı bakanlıklardan söz edilirken, "Şu cemaat, bu tarikat mensubunun kontrolünde" deniliyor. Bunların bazılarının gerçek olduğu da ortaya çıkıyor. İnanın bunları yazarken içim sızlıyor.

KONUŞULAN KONUYA BAKIN!

Bando Yarbay, Milli Savunma Bakanlığı'ndaki görevine daha yeni başlamıştı. Karargahta 9 Temmuz 2024'te üzücü bir olay yaşadı. Bu olay, resmi belgelere şöyle yansıdı:

"Komutanlık önüne: 2024 Genel Atamaları ile Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Personel Genel Müdürlüğü Personel İşlem Daire Disiplin ve Moral Şube'ye Tören subayı olarak atandım. Göreve katılış yaptığım 5 Haziran 2024 tarihinden bugüne kadar görevli olduğum konu ile ilgili öğrenme ve tören konuları ile hazırlık sürecine başladım.

Ancak Şubemde aynı odada çalıştığım M.E. isimli Milli Güvenlik Uzmanı statüsünde görevli personelin şubedeki diğer askeri ve sivil personelin duyacağı şekilde 'Dini vaaz' kapsamında söylemlerde bulunduğuna Peygamber efendimizin, 'Sakal müminin ziynetidir' fikriyatını aşılamaya çalıştığına şahit oldum.

Dini konu ile ilgili söylemlerde bulunmaması gerektiği uyarıma karşılık, 'Sen fıkıh bilmiyorsun, bu yüzden cahilsin' söyleminde bulundu. Konuyu üzerime yürüyerek uzattıktan sonra Sivil Memur D. beyin araya girmesiyle fiziki saldırısı son bulmuştur.

Takım elbisesini giyip hızlıca odayı terk etmiştir. Öğleden sonra 13.30'da ise Genel Müdür Yardımcısı S.E.'nin Emir Astsubayı tarafından dahiliden arandım ve odasına çağırıldım. Odasının yerini bilmediğim için Teğmen Mustafa Beyin eşliğinde S.E.'nin odasına girdiğim andan itibaren mafyatik bir oturma ve hitabet tarzı ile azarlama girişimlerine maruz kaldım. Menzil Tarikat ya da başka bir paralel yapı kapsamında davranılarak tarafıma karşı mobing olarak hareket edildiğini düşünmekleyim.

Konu ile gerekli disiplin incelemesinin yapılarak ismi geçen personeller hakkında gerekli idari işlemlerin yapılmasını arz ederim."

HEMEN TAYİNİ ÇIKARILDI

Bu olaydan sonra ne mi oldu 5 Haziran'da Milli Savunma Bakanlığı'nda göreve başlayan yarbaya bir yazı gitti. Üzerinde "Münferit atama" yazıyordu. Yarbay 28 Ağustos'ta Şırnak'a "Re'sen" atandı. Yani isteği dışında bu atama gerçekleştirildi.

Milli Savunma Bakanlığı yetkilileri ise bu konuda da sessiz kalmayı tercih ettiler. Bir kez daha belirteyim, askerlerimizle ilgili olumsuz bir şey yazarken inanın içim yanıyor. Ama, bu örnekte olduğu gibi birilerine haksızlık yapılıyorsa, bunun karşısında da sessiz kalınmıyor. Gerçekler ortaya çıkarılmalı. Yarbay, dilekçesinde açık açık isimler vermiş, soruşturulmasını istemiş. Bakalım, Milli Savunma Bakanlığı bu konuda adım atacak mı Bekleyelim, görelim.