Menzil'de anlaşmazlığı iktidar da çözemedi

Menzil Şeyhi Abdülbaki El Hüseyni (Erol) toprağa verildikten hemen sonra, bundan böyle şeyhin Muhammet Fettah olduğuna ilişkin anonslar yapılmaya başlandı. İşte, Menzil'de kavganın fitili o anonslar ve süreçte 4 kardeşin, Şeyh Saki'ye karşı birlikte hareket etmesi, mal paylaşımı, post kavgasıyla farklı bir boyut aldı.

Şeyh Abdülbaki'nin sağlığı yıllardır bozuktu. Menzil'den çok, İstanbul'da bulunan hastanesinin özel katında yatıyordu. Sınırlı tutulan ziyaretçilerini de orada kabul ediyordu. Rahatsızlığı döneminden çok önce yerine "Halife" olarak Seyit Saki'yi seçmişti. Bu arada, kardeşler de boş durmamış, Semerkant Vakfı üzerindeki iş hanları, tarım alanları başta olmak üzere gayri menkulleri kademe kademe tasfiye edip seyit Mübarek ve Seyit Fettah'a yakın olan sofilerin üzerine geçirdiği son dönemlerde konuşulmaya başlandı. Menzil'deki gelişmeleri yakından bilen bir kaynak sorularımızı şöyle cevaplandırdı:

MİRASTAN MAHRUM BIRAKILDI

"Evet, kardeşler mal kaçırdılar. Şeyh Saki'yi, babasının mirasından bile mahrum bıraktılar. Semerkant Vakfının şu anda yönetimi seyit Mübarek'in elinde. Fakat onlar vakfın içini boşaltıyorlar. Paranın bir bölümünü Dubai'ye, İngiltere'ye götürdükleri söyleniyor.

Semerkant Vakfı, seyit Mübarek'te olunca, seyit Saki, bunlara karşılık, Hindistan'da yaşamış İslam alimi İmâmRabbânîveya diğer adıyla Ahmed Serhendi'ye izafeten Serhendi vakfını kurdu. Seyit Saki taraftarları, Semerkant Vakfının içinin boşaltılmasına tepki olarak, 'Ümmetin malını getirin' dediler. Onunla kalmayıp, babalarından kalan mirastan bile Saki'nin hakkını vermediler.

ÜÇ FARKLI YERDE NAMAZ

Büyük camide namazı kim kıldırıyorsa, geleneğe göre şeyh odur. Büyük camide namazı şeyh Saki kıldırıyor. Kendisi güçlü bir isim. Ancak, şeyh Mübarek'te yaptırdığı külliyede namaz kıldırıyor. Seyit Fettah da o caminin yazlık tarafında namaz kıldırıyor. Şimdi üç farklı yerde namaz kılınıyor. Bu durum kardeşler arasındaki gerilimi artırdı. Artık taşlı-sopalı kavgalarına "Sofi" dedikleri taraftarları katılıyor. Hatta iş o kadar ileri gitti ki, birbirlerine kıldırdıkları namazın geçerli olmadığını bile söylüyorlar. Sofiler de şaşkınlık içinde.

Son günlerde yaşanan olayların özü şu: Şeyh Abdulbaki efendiden önce, Menzil şeyhi Muhammet Raşit Erol'du. Şeyhliğin kendi hakkı olduğunu söylemesine rağmen, amcası Abdulbaki Erol ağırlığını koydu. Feyzettin Erol ise Eskişehir'in Sivrihisar ilçesine bağlı Buhara köyünde dergah açtı, memleketi Menzil'le bağlarını büyük ölçüde kopardı.

ARSAYI KİME HİBE ETTİ

Feyzettin Erol'a ait olan Menzil köyündeki arsayı, Feyzettin efendi cami için hibe etmiş. Şimdi kardeşlerden dördü Menzil'de bulunan dükkanları vs. aralarında pay ediyor. Yani, seyit Saki'yi dışarıda bırakıyorlar. Kendi aralarında kura çekiyorlar. Kura sonucunda arsalar da pay ediliyor.

Kuraya, seyit Feyzettin'in hibe ettiği arsa da konuluyor. Bu durumu öğrenen seyit Saki'nin taraftarı olan sofiler ayağa kalkıyor, 'Burası camiye aittir. Caminin malıdır. Biz buna müsaade etmeyiz' diyor. Onun sonrasında seyit Fettah'ın çocukları ellerine kazma küreği alıp kendi sofileriyle birlikte seyit Feyzettin Erol'un, hibe etmiş olduğu yeri kazmaya başlamış. Şeyh Saki'nin oğlu Ragıp, kedilerine bağlı sofileri sükûnete davet ediyor, 'Size vursalar bile elinizi kaldırmayın' diyor. Orada sofiler yine de birbirine giriyor.

Köyde bulunan jandarma karakolu yetersiz kalıyor. Adıyaman'dan jandarma ve polis özel harekat timleri olayları bastırmak için geliyor. Konuyla alakalı olarak seyit Feyzettin'i aramışlar, bazıları 'Arsayı camiye değil, amcam seyit Abdulbaki'ye verdim' dediğini belirtirken, bazıları ise bu konuda şeyh Feyzettin'in sessiz kaldığını söylüyor. Şeyh Saki'ye karşı olanlar da,