Uluç Gürkan, TBMM Başkanvekilliği, Avrupa Parlamentosu Üyesi olarak görev yapmıştı. Her 24 Nisan yaklaşınca Avrupa parlamentosunda Ermeni temsilcileri "Sözde Ermeni soykırımını anma, soykırımı tanıma"yı gündeme getiriyordu. Türk parlamenterler ise bunun yalan olduğunu belgelerle ortaya koyuyordu. Yine bir toplantıda aynı konu gündeme getirildiğinde Türk parlamenterler bağırdı, sıra kapaklarına vurdu ve o önergeyi de engelledi. Bir daha bu konu etkili bir biçimde gündeme getirilmedi.
Eski milletvekillerinden Dr. Mehmet Telek'ten, Avrupa Parlamentosunda verdikleri mücadeleyi dinledim. Türk grubunun başkanı Uluç Gürkan, Ermeni meselesiyle ilgili resmi belgelere dayalı olarak kapsamlı bir çalışma yapmış, bunlara "Ermeni Sorunu" kitabında yer vermiş. Kitapta, İngiliz Kraliyet Başsavcısı'nın bu konuda soruşturma yaptığını, dolayısıyla "Ermeni Soykırımı"nın mahkeme kararına dayanmadığını da ortaya koymuştu.
BAŞIMIZA BELA OLUR
Ermenistan Cumhurbaşkanı Paşinyan, Ermeni diasporasının tüm baskılarına "soykırım" iddialarını yumuşatmaya çalışırken DEM Parti Milletvekili George Aslan, TBMM Genel Kurulu'nda, Türklerin Ermenilere soykırım uyguladığını öne sürdü, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın, Talat Paşa'nın anıtının yaptırmasına da tepki gösterdi. Önceki dönem Milletvekili Garo Paylan'ın soykırım iddiaları genel kurul zabıtlarından çıkarılırken, George Aslan'ın sözlerinin çıkarılmaması tartışılıyor. Uluç Gürkan, "Tutanaklardan bu sözler çıkarılmazsa ileride Birleşmiş Milletler'de başımıza bela olur" diyor. Tarihi belgeler ışığında Uluç Gürkan, SÖZCÜ'ye şunları anlattı:
"DEM Parti Milletvekili George Aslan'ın TBMM kürsüsünde dile getirdiği soykırım iddiası ve bunun sorumlusu olarak Talat Paşa'yı 'katil' olarak suçlaması, tarihi ve hukuki gerçeklerle bağdaşmıyor. TBMM Başkanvekili Tekin Bingöl, bu konuşmaya tarihi ve hukuki gerçeklerin ışığında müdahale etmeliydi. Kendisine tepki gösteren ve 'tarafsız olmasını' isteyen İYİ Partili kâtip üyeye kınama cezası verdirmesi görevin kötüye kullanmaktır."
ATATÜRK'ÜN TEHCİRLE İLGİLİ SÖZLERİ
TBMM kürsüsünde yapılan Ermeni soykırımı propagandasına rağmen, hiçbir parti grubunun o sözlerin tutanaktan çıkarılmaması için başvurmaması da ilginç. Atatürk'ün 26 Şubat 1921'de Ermeni iddialarıyla ilgili olarak Amerikalı gazeteci Clanence K. Streit'e yaptığı değerlendirmeyi okuyalım:
"Düşmanca mübalağalar dışında Ermenilerin tehciri aslında şudur: Rus Ordusu 1915'te büyük taarruzunu başlattığında Çarlığın hizmetindeki Taşnak Komitesi, askeri birliklerimizin gerisinde bulunan Ermeni ahalisini isyan ettirmişti. Eli silah tutabilen bütün Ermenileri saflarına katmıştı. Düşmanın sayı ve malzeme üstünlüğü karşısında çekilmeye mecbur kaldık. İki ateş arasında kalmıştık. İkmal ve yaralı konvoylarımız katlediliyor, köprüler ve yollar tahrip ediliyordu. Bize karşı yapılmış olan iftiraların aksine, tehcir edilmiş olanlar hayattadır ve bunlardan çoğunluğu, şayet İtilaf Devletleri bizi tekrar harp etmeye zorlamasa idi evlerine dönmüş olurlardı."
HEDEFTEKİ İSİM TALAT PAŞA
Soykırım lobisi, Türkiye'yi ülkesi ve ulusuyla suçlarken dönemin İttihatçı İçişleri Nazırı Talat Paşa'yı hedef almıştır. Talat Paşa'ya yöneltilen soykırım suçlaması, sahte olduğu kanıtlanan belgeler üzerinden tehcir sürecinde katliam talimatları verdiği iddiasına dayandırılıyor.
Talat Paşa, Ermeni suikastçılar tarafından katledilmesinden bir ay önce, Şubat 1921'de İngiliz Gizli Haber Alma Servisi Scotland Yard'ın görevlendirmesiyle