Suriye iç savaşı boyunca güney sınırımızda yaşanan güvenlik sorunu, Suriye'de değişen koşullara rağmen halen bölgede yaşanan hassas durum ve güvenlik endişesi önemini koruyor. Özellikle İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırgan tutumu, bölgenin istikrarı ve Türkiye'nin güvenliği açısından endişe kaynağı oluyor.
PKK'ya "Silah bıraktırma" konusu, YPG'nin Suriye'de halen varlığını sürdürmesi, İsrail'in Suriye sahasında giriştiği karmaşıkgirift ilişkiler, kuşkusuz Türkiye'nin stratejik çıkarlarını doğrudan etkileyen en önemli güvenlik meselesi olarak görünüyor.
ÖCALAN'IN ORTADOĞU BİRLİĞİ
PKK silah bıraksa, PKK'nın farklı isimlerdeki örgütleri silah bırakacak mı Görünen bunun pek mümkün olmadığı. PKK'nın silah bırakma yönünde bir karar alıp uygulamaya koyarsa, PKK'nın uzantısı olan silahlı gruplar üzerinde yaratacağı etkisi, terör örgütüyle ilişkileri yıllardır var olan ABD-Fransa-İsrail'in tutumları, özellikle ABD-İsrail iş birliğinin Suriye-Irak hattındaki niyetlerinin birlikte değerlendirilmesi önem taşıyor.
Bölücü örgütün başı Abdullah Öcalan, bölge ülkelerindeki Kürtlerin geleceğini; her ülkenin kendi koşullarına uygun demokratik bir toplumun hâkim kılınmasıyla ve bölge ülkeleri arasında sınırların kaldırılmasıyla, yani Avrupa Birliği (AB) benzeri bir Ortadoğu Birliği'nin tesisiyle mümkün olacağını öngörüyor.
SINIRLARI KALDIRILMIŞ DEVLETLER
Ortadoğu Birliği; bölge ülkelerini kapsayan Kürt Birliğinin kurulması demek olduğunu belirten Ulusal Güvenlik ve Strateji Uzmanı Emekli Kurmay Albay Ünal Atabay, "Bazı çevrelerce zaman zaman ifade edilen; 'Bizim için Ankara-Diyarbakır ne ise Şam aynıdır, Erbil aynıdır' söyleminin arkasında sınırları kaldırılmış devletler yaratma arzusu yatıyor" dedi. Atabay, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Nitekim PKK'yı bitirme planıyla eş zamanlı olarak ABD ve Fransa'nın Barzani ile birlikte Suriye'de Kürt Birliği oluşturma hamlesi dikkat çekiyor. Öte yandan PKK'nın lağvedilmesiyle Suriye-Irak-İran'daki silahlı Kürt grupların daha güçlü bir hakimiyet tesis etmeleri de ihtimal dahilindedir. Nitekim YPG'nin Kürt Birliği oluşumuyla birlikte, yerel siyasi ve asayiş gücü şeklinde yeniden tertiplenmesi ve güçlenmesi yüksek olasılıktır.
KENDİ İSTEDİĞİ KOŞULLAR
Bu planın gerçekleşmesi için; öncelikle Suriye ve Irak'ta devlet ve devlet dışı silahlı aktörlerin ortadan kaldırılması isteniyor. Nitekim, Suriye Ordusu'nun yüzde 82'si İsrail tarafından yok edildi ve savunmasız bırakıldı. Sırada Irak görünüyor.
İsrail tarafından Suriye Ordusu'nun yok edilmesiyle; bir nevi Suriye yönetiminin çaresiz bırakılması, baskılanması ve böylece İsrail'in Kürt bölgesini koruyan yönde, kendi istediği koşullarda İbrahim Anlaşması benzeri bir mutabakatı Suriye yönetiminin önüne koyması demektir."
İsrail'in Suriye'de varlık üretmesi, Suriye-Irak ekseninde Kürt bölgesinin İsrail'in hamiliğinde daha güçlü bir pozisyona taşınması demek olacak. Özellikle, PKK'nın lağvı sonrası; Suriye-Irak hattında güçlenme ihtimali olan silahlı Kürt gruplar, İsrail'in İran'a uzanmasını kolaylaştıracak ve Türkiye'yi de tazyik edecek anlamındadır. "Türkiye'nin tazyik edilme" olasılığını, Ünal Atabay şöyle açıkladı:
AYNI YÖNDE BULUŞUYORLAR
"Türkiye ile İsrail'in Suriye sahasında bilinçlice karşı karşıya getirilmesi koşulları yaratılmıştır. Şimdi bu senaryo üzerinden, ABD arabuluculuk yoluyla denkleme dahil edilerek; başta HAMASGazze, YPGKürt Birliği, İsrail-Yunanistan arasında Türk kıta sahanlığı deniz tabanından elektrik hattı çekilmesi, ABD-İsrail'in Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) aleyhine yakınlaşması gibi konuların Türkiye ile müzakere haline getirilmesi yüksek olasılıktır.