Gazze'de esas sorun şimdi başlıyor

Gazze'de ateşkes sağlandı ama esas sorun şimdi başlıyor. ABD Başkanı Trump'ın, Gazze planı üç aşamadan oluşuyor. Bunlar; ateşkes, ivedi tedbirlerin (insani yardım ve rehine takası vb.) hayata geçirilmesi ve Gazze'nin yönetimi ile inşası.

İlk iki aşama, imzalanan bir belge ile karar altına alındı ve uygulama başladı. Ancak üçüncü aşamanın net bir şekilde karara bağlandığını söyleyemeyiz. Zira burada Gazze'nin yönetimi meselesi kolay lokma değil.

BARIŞ KONSEYİ

Trump'ın planına göre Gazze'nin yönetiminde, en üst organ Trump, Blair ve önümüzdeki günlerde ilan edilecek diğer üyelerden oluşacak bir Barış Konseyi olacak. Stratejik ve önemli kararları bu Konsey alacak. Barış Konseyinin himayesinde ise Filistinli ve uluslararası uzmanlardan oluşacak bir komite oluşturulacak.

Günlük yaşama dair kararlar bu komiteye bırakılıyor. Komitede 5 komiserin bulunması öngörülüyor. Görüyoruz ki Gazze'nin yönetiminde, yeniden inşasında asıl söz sahibi Trump başkanlığındaki Barış Konseyi olacak. Bu plana itirazların ateşkes sağlanmasından hemen sonra başladığını görmekteyiz.

GÖREV GÜCÜ MÜ, BARIŞ GÜCÜ MÜ

Trump'ın ana planında "Görev gücü" aslında yok. Peki ne var Birleşmiş Milletler'in (BM) yetkilendirilmesi ile Arap devletleri liderliğinde kurulacak Uluslararası Stabilizasyon Gücü var. Gazze Planında Gazze'nin güvenliğinin sağlanması UluslararasıStabilizasyon Gücüne bırakılıyor. Bu güç, Arap devletleri liderliğinde BM tarafından yetkilendirilecek bir barış koruma gücü olacak.

Barış gücünün kompozisyonu henüz belli değil. Polis güçleri ve gözlemcilerin olması kesin. Barış gücünde askerler olacak mı, komuta Arap Birliği'nde mi, BM'de mi olacak henüz belli değil. Önümüzdeki günlerde bu gücün oluşumuna ilişkin bir BMGüvenlik Konseyi kararı göreceğiz.

Sonrasında ise bu güce katılım sağlamak isteyen ülkeler katkı konusundaki tekliflerini sunacaklar ve İsrail Savunma Kuvvetlerinin çekilmesini müteakiben bu barış gücü görevine başlayacak. Bu barış gücü hem güvenliği sağlayacak hem de Filistin polisini eğitip kapasitesini arttıracak.

POLİS KATKISI DA OLABİLİR

Barış gücünün yapısı ve Gazze'nin yönetiminde Doğu Timor modeli örnek alınıyor. Doğu Timor'da Avustralya liderliğinde bir barış gücü kurulmuş ve güvenlik, birlik halinde görev yapan polislerce sağlanmıştı. Türkiye de o tarihlerde Doğu Timor'a polis göndermişti. Açıkçası kamuoyunun beklediği Türkiye'nin asker katkısı vermesi ama polis katkısı önce verilirse şaşırmamak gerek.

BM tarafından yetkilendirilmiş bu barış gücü kolay oluşturulamayacağındanbarış gücü kurulana kadar geçici bir "Görev gücü" oluşturulmasına karar verildiğini anlıyoruz. İşte, görev gücünden kastedilen de budur. Bir kez daha vurgulamak isteriz ki bu görev gücü Gazze için hazırlanan planda yer alan kalıcı mahiyetteki barış gücü ile karıştırılmamalı.

GÖREV GÜCÜNDEKİ ÜLKELER

Geçici mahiyetteki "Görev gücü"nün nasıl teşkil edileceği, görevi, yapısı, çalışma usul ve esasları henüz tam olarak netleşmedi.Ancak ilk aşamada hayata geçirilen tedbirlerin denetimi, ateşkes anlaşmasına uyulup uyulmadığı, rehine değişimi, insani yardımın ulaşması gibi alanlarda görev yapması öngörülüyor. Bu görev gücü Türkiye, ABD, İsrail, Mısır ve Katar'dan oluşacak. Bu güç BM şemsiyesi altında olmayacak. Uzun vadede ise bu gücün yerini BM Güvenlik Konseyi kararı ile yetkilendirilecek "UluslararasıStabilizasyon Gücü" isimli barış gücüalacak. Türk askeri ve polisinin işte bu barış gücünde olması beklenmelidir.

Daha önce bu konuda çalışmalar içinde bulunmuş emekli Hakim Albay Cengiz Demirtaş, "ABD 200 askerini görev gücü mahiyetinde İsrail'e göndereceğini açıkladı. Buaskerlerin Gazze'de görev yapmayacakları açıklandı. Görev gücüne Türkiye'nin nasıl katkı sağlayacağı ise belirsiz. Asker ve/veya polis mi gönderilecek yoksa AFAD, Dışişleri ve İstihbarat görevlileri mi katılacak göreceğiz.