Fırat Kalkanı Harekatının 8inci, AKPnin 23üncü Yılı
Türkiye, Suriye topraklarında DEAŞ'ın mağlup edilmesine sahada bizzat verdiği mücadeleyle katkıda bulunmuştu. Bugün de mücadelesini aynı kararlılıkla sürdürüyor. Zor bir bölgede, kimin kiminle birlikte olduğunun bile belli olmadığı bölgede yürütülen mücadelede şehitlerimiz oldu. Şehitlerimiz gelince, "Türk askerinin Suriye'de ne işi var" diyenler oluyor. Ama, yanınızda bir terör devletinin kurulmaması için yürütülen çabalar boşuna değil.
Dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı komutasında 8 yıl önce başlatılan harekatın en önemli özelliklerinden birisi de 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra en önemli ve kapsamlı harekat olmasıydı. ABD, El Bab'ı almamızı önlemeye çalışıyordu. Amaç o bölgeyi PKK'nın Suriye kolu olan YPG'ye bırakılmasıydı. Türkiye ve ABD, Özgür Suriye Ordusu'nu yapılandırmak istiyordu. Ancak, istenilen sonuç alınamayınca, Türkiye, Özgür Suriye Ordusu'nu oluşturmaya çalıştı.
HAREKATLA BATININ GÜVENLİĞİ DE SAĞLANDI
Fırat Kalkanı Herakatı yapılmamış olsaydı, Suriye'nin kuzeyinde tamamen PKK-YPG hakimiyeti oluşturulacaktı. Bütün baskılara rağmen, Fırat Kalkanı Harekatı'yla PKK-YPG'ye, bölgede önemli darbe vuruldu.
Suriye sahasında gerçekleştirdiği terörle mücadele operasyonlarıyla birlikte Türkiye-Suriye sınırındaki önlemlerinive denetimlerini sıkılaştırmış olan Türkiye, bugün sadeceTürkiye ve bölgenin değil Avrupa'nın da güvenliğine doğrudan katkıda bulunuyor.
Bu etkin rol sayesinde Suriye üzerinden Avrupa sahasına yönelik büyük çaplı göç dalgalarının yaşanması engelliyor, benzer şekilde terörist unsurlar ile organize suç şebekelerinin de sızma girişimlerinin önünün alınmasında büyük rol oynuyor.
Türkiye'nin başta terörizmle mücadele olmak üzere bölge istikrarına katkı sağlayan çok yönlü politikalarının desteklenmesi esasen uluslararası toplumun da çıkarına. Örneğin, Suriye'nin kuzeybatısında terörden arındırılmış bölgelerdeki istikrarlaştırma çabalarının teşvik edilmesi, Suriyelilerin yerinde tutulmasına katkıda bulunacak, Avrupa'ya yönelik ilave göç dalgalarını ve diğer sorunların ihracını da azaltacak.
RADİKALLEŞME ARTIYOR
Gazze olaylarıyla birlikte daha öngörülemez ve istikrarsız bir hal alan Suriye'deki durumdan terör örgütleri ve silahlı grupları da yararlanmaya çalışıyor. Bunları destekleyen ülkeleri Türkiye biliyor.
Nitekim, son dönemde DEAŞ saldırılarında yaşanan artışve DEAŞ mensuplarıyakınlarının tutulduğu kamplardaki kötü yönetim, radikalleşmeyi artırdı. Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG), DEAŞ'la mücadelede güvenilir bir ortak olmadığı ve olmayacağı bir kez daha gösterilmiş oldu.
Deyrizor'da geçen Ağustos ayında baş gösteren ve yinelenen çatışmalar da yerel unsurların bölgenin dokusuna ve demografisine uymayan 'SDG'yi bünyelerinden atma girişimlerinin son tezahürünü oluşturdu.
"DEAŞ BİTTİ" DENİLEMEZ
Yaşanan son gelişmeler,DEAŞ'la mücadelenin, Suriye Demokratik Güçlerine bırakılmayacak kadar önemli bir mesele olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Türkiye