Çözüm sürecinde Türkiyeyi neler bekliyor

PKK açısından "Açılım-çözüm süreci", PKK'nın başı Abdullah Öcalan ve diğer hükümlülerin cezaevinden çıkarılıp "ev hapsi"ne alınması, daha sonra da tamamen serbest bırakılması hedefleniyor. Ardından da diğer istekleri gelecek. Anayasa değişikliği için DEM Parti'nin oyuna ihtiyaç duyan iktidar, bir dönem ağır hakaretlerde bulundukları siyasi partiye el uzatıyor. Geçmişte sahnelenen oyun tekrarlanmak isteniyor.

"Çözüm süreci" döneminde "Ne mutlu Türk'üm diyene" yazıları indirildi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kısa yazılışı olan "T.C." harfleri tabelalardan, resmi yazışma kağıtlarından çıkarıldı. İlkokullarda 1930 yılından bu yana okunan "Andımız" kaldırıldı. Teröristler, ellerinde sözde bayraklarıyla askeri birliklerin önünden PKK marşı söyleyerek geçti. Valiler, askerin operasyona çıkmasını yasakladı.

EN FAZLA ETKİLENECEK OLAN

Askerlik yaşamında terörün en azgın döneminde sınır bölgelerinde, Kuzey Irak operasyonlarında yer alan, terör örgütüyle mücadele planlamasında bulunan emekli Tümgeneral Rafet Yılmaz'a yeni bir "Açılım" sürecinin başlatılmasının doğru olup olmayacağını sordum. Asker gözüyle şunları anlattı:

"Cumhurbaşkanı ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin son dönemde verdikleri mesajlar yeni bir açılım sürecinin başlatılmaya çalışıldığı izlenimi oluşturdu. 13 Ekim 2024 tarihinde DEM Parti'nin Diyarbakır'da yaptığı izinsiz mitingde terörist başı Öcalan lehine yaptığı tezahüratlar maalesef yeni bir açılım sürecine işaret ediyor.

Demokratik bir hukuk devletinde, böyle bir açılım yapılıp yapılamayacağına elbette siyasi irade karar verir. Ancak siyasi iradenin vereceği karar mutlaka ilgili ve sorumlu birimlerin görüşü çerçevesinde, TBMM'de tartışılarak, muhalefet partilerinin de görüşleri alınarak ve kamuoyu bilgilendirilip uygun zeminlerde tartışılması sağlanarak oluşturulmalı

TÜRKİYE NELER YAŞADI

Son 40 yılda, TSK'da görev yapan subay, astsubay, uzman erbaş, sözleşmeli erbaşerlerin tamamına yakını ve yükümlü olarak vatan borcunu ödeyen erbaş ve erlerimizin önemli bir bölümü de bu mücadelede görev aldı. Bu mücadelede bugüne kadar 9.000'den fazla güvenlik görevlisi şehit edildi, 5.800'den fazla sivil vatandaşımız hayatını kaybetti. Mücadelenin mali boyutunun 300 milyar dolar civarında olduğu belirtiliyor.

Abdullah Öcalan'ın yakalanıp Türkiye'ye getirilmesinden sonra örgüt, 1999'da tek taraflı sözde "ateşkes" ilan etmişti. Teröristlerin önemli bölümü yurtdışına çıkmıştı.19 Ekim 2009'da Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla 34 PKK üyesi Habur Sınır Kapısı'ndan girip teslim oldu. Gelenleri karşılamak üzere Şırnak'ın Silopi ilçesinde yaklaşık 50 bin kişi toplanmıştı. Gelen PKK'lılar serbest bırakılmıştı. "Akil insanlar" 7 bölgede halka çözüm sürecini anlatıyordu.

Bu süreçte PKK, yol kesme, yerel mahkemeler kurma, adam kaçırma, haraç toplama, bölgeye yapılan devlet yatırımlarına sabotaj, mayın-tuzak ve şehirlere silah depolamak gibi faaliyetlerine hız verdi. PKK çözüm sürecinde şehirlerde açılımı Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi olan, YDG-H isimli kendi asayiş birimlerini kurdu. Sözde kurtarılmış şehirlerbölgeler yaratmaya yönelik çalışmalarına da hız verdi. Öcalan'ın talimatıyla 2013'te başlayan ateşkes, 22 Temmuz 2015'te, PKK'nın iki polisi evinde şehit etmesi sonrasında bozuldu. Aynı yıl 700 askerimiz, 2016'da 650 güvenlik görevlimiz şehit edildi."

HİÇ AKILCI DEĞİL

Terörle mücadele konusunda Türkiye deneyimli bir ülke.Bu, çok ağır bedeller ödeyerek kazanılmış. Terörle mücadelede yer alan emekli Tümgeneral Rafet Yılmaz, deneyimlerine dayanarak şunları söyledi:

"-Terör örgütü ile müzakere olmaz. Ancak mücadele olur.

- Terör örgütü kendisine müsamaha gösterildiği, mücadelenin zayıflatıldığı dönemleri, yeniden teşkilatlanma, azalan personel sayısını artırma, eğitim yapma, mühimmat depolama vb. hazırlıklarla geçirir. Sonrasında çok daha güçlü bir şekilde kendince mücadelesini devam ettirir.