Cezaların en ağırı onlara verildi
Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, Milli Savunma Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Devlet Bakanlığı görevlerinde bulunmuştu. Bakanlık görevi nedeniyle askerlerin, Harp Okulu öğrencilerinin ruh halini bilir. O yüzden, teğmenlerin kılıçlarını havaya kaldırıp, "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" demesi, yürürlükten kaldırılan subay andını okumalarının disiplin cezası verilmesini gerektiren bir şey olmadığını belirtiyor. Örnek devlet insanlarından olan Türk, "Sayın Cumhurbaşkanının bu andı, hükümete karşı bir eylem olarak değerlendirmesi isabetli olmamıştır" diye yorumluyor.
Millî Savunma Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nun üç amire, Kara Kuvvetleri Yüksek Disiplin Kurulu'nun da 5 teğmene "Silahlı Kuvvetler'den ayırma cezası" verilmesine dayanak olarak Disiplin Kanunu gösteriyor. Kanunun 11. maddesinde disiplin cezaları şöyle sıralanıyor: Uyarma, kınama, hizmete kısmî süreli devam, aylıktan kesme, hizmet yerini terk etmeme, oda hapsi, Silahlı Kuvvetler'den ayırma. İşte, onca ceza varken en ağırı olan "ayırma" cezasına çarptırıldılar. Bu teğmenlerin disiplinsizliği alışkanlık haline getirmediği biline biline bu ceza verildi.
BÖYLE KONUŞMAMALIYDI
Cumhurbaşkanı'nın, teğmenlerin kılıçlarını havaya kaldırarak söylediği "Subay Andı"nı Hükümete karşı bir eylem olarak değerlendirmesinin isabetli olmadığını anlatan Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Cumhurbaşkanı'nın talimatı doğrultusunda 5 teğmen ve 3 disiplin amiri hakkında verilen en ağır ceza, olayın koşulları içinde 'ölçülü, adaletli ve hakkaniyetli' değildir. Kaldı ki ortada suç sayılabilecek bir eylem de yoktur. 5 teğmen ve 3 disiplin amiri hakkında verilen en ağır cezanın gerekçesi olamaz.
Sancak Devir-Teslim ve Mezuniyet Töreni sonrasında bir grup teğmenin kılıçlarını havaya kaldırarak 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' diyerek içtiği, geleneksel olarak 2016'dan önce de harp okullarında okunan Subay Andı'nda suç unsuru oluşturan, disiplin cezası verilmesini gerektiren tek bir sözcük yoktur. Teğmenlerin o gün 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' diyerek bu Andı okumaları, içinde güçlü bir ifade ile vurgulanan değerlere sahip çıktıklarını göstermek içindir. Bu durum, resmî törenden sonra okunmasını bir disiplin suçu saymayı engelleyecek niteliktedir."
94 yaşındaki paşadan, Güler ve Bayraktar'a mektupTeğmen ve amirlerinin TSK'dan çıkarılması emekli komutanları da üzdü. 94 yaşındaki emekli Tuğgeneral Sait Nadir Güven, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktar'a gönderdiğini belirttiği mektubu bize de ulaştırdı. Onlara, "Sizlerle meslek arkadaşlığından öte, kıta birlikte yakın çalışma arkadaşlığımız da var. Ben sizlerin o dönemlerde amiriniz olmakla, sizlere bu mektubu yazma hakkım var" dedi. Emekli paşanın mektubunu okuyoruz:
"Teğmenlerin ihraç kararı haksız hukuksuzdur. Teğmenlerin tören sonrası yaptıkları eylemler ile kılıç çatmaları 'Mustafa Kemal askerleriyiz' diyerek çılgınca sevinçleri ihracı gerektirmez. Çok iyi bilirsiniz ki bir ordunun gücünün yarısı fiziki güç ise diğer yarısı da moral gücüdür. Teğmenler kılıç çatmadan öte moral gücü kazanmış, kuvvetlerine kuvvet eklemişlerdir. Ne büyük bir başarı; kutlamak gerek."
HAYAL DEĞİL, HAKİKAT
Sait Nadir Güven Paşa komutanlığı döneminde moralle neler kazanıldığını şöyle aktarıyor:
"Menteş kampında 9. Bölük Komutanıyım. Bölük Başçavuşu 'Komutanım kimseye Pazar günü izin vermeyin. 12'nci Bölükle futbol maçımız var. Onları 3-0 yenersek şampiyon oluruz' dedi. 9. Bölük 5 eksiğiyle 184 kişi maça gelmiş. 12'nci Bölükten ise bir nöbetçi takım komutanı ile 3 öğrenci bulunuyordu. Maç başladı, 9'ncu Bölüğün tezahüratı kampı inletiyordu.