Bir asker, bir siyasetçi görüşü
Bölücü terör örgütü PKK'nın, 30 silahı yakması olayına farklı bakılıyor. Gelinen nokta, PKK'nın önemli yol aldığını ortaya koyuyor. Silah yakıldığı saatte PKK'nın Suriye kolu YPG ise ABD'nin kendisine verdiği yeni nesil silahlarla, zırhlı araçlarla tatbikat yapıyordu. PKK sorununu kendi içimizde çözeceğimizi sanırken, işin içine değişik devletlerin de girdiği anlaşıldı.
Askerlerin olaya bakışı ile özellikle AKP milletvekillerinin bakışı farklı. Terörün en azgın döneminde Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı, Jandarma Asayiş Bölge Komutanlığı gibi kritik görevlerde bulunan, sınır ötesi harekatları, yurt içi operasyonları yöneten emekli Korgeneral Altay Tokat, gelişmeleri bize şöyle yorumladı:
ÜLTİMATOM VERDİ
"PKK tarafından düzenlenen bir şovu ya da trajikomik bir töreni izledik. Törenin, 'Terörsüz Türkiye' denilen ama PKK'nın siyasi organı olan parti tarafından 'Barış ve Demokratik Toplum Hareketi' olarak tanımladığı projenin önemli bir aşaması olduğuna ilişkin kamuoyu paylaşımlarını hayretle ve kuşkuyla takip ettim. Silah yakma töreniyle ilgili PKK'nın gösterisi hakkında düşüncelerimi vicdani bir görev bilinciyle size açıklıyorum.
- Tören, PKK'nın ana karargahının konuşlandığı Irak'ta bulunan Kandil Dağı'nın eteklerinde Jasana Mağarası önünde Abdullah Öcalan'ın dev posteri altında düzenlendi.
- Törenin başında PKK temsilcisinin yaptığı konuşma analiz edildiğinde; sürecin Türkiye'den geldiğine işaret ediliyor ve devam etmesi için PKK'nın beklentilerine vurgu yapılıyor ve somut yasal güvenceler isteniyor. Burada, PKK sanki galip gelmiş edasıyla bir pozisyon sergiliyor.
TEHLİKELİ ÖDÜNLER İSTENİYOR
- Konuşmada, silahlarını getiren teröristler, 'Barış ve Demokratik Toplum Grubu' olarak nitelendirildi, PKK'lılara 'terörist denilemeyeceği' mesajı verildi. Yani kendilerini, devletimizle eşit statüde görüyorlar. Bu aşağılayıcı dolaylı işaret bile güvenliğimiz ve ulus-devlet yapımız açısından tehlikeli bazı ödünler vermemiz gerektiğine hazır olmamızı ifade ediyor.
- Yine konuşmada; 'Yeni başarılar ve demokratik kazanımlar elde etmek üzere önder Öcalan'ın fikir ve paradigmasına yürekten inanıyor, kendimize ve yoldaşlar topluluğu olarak kolektif gücümüze inanıyoruz. Demokratik uyum yasalarının çıkarılması isteniyor.
- Bu açıklamada istekler var. Tehdit kokuyor. Bir ültimatom havası var. İsteklerinin önceden yasal ve Anayasal güvence altına alınması üzerinde duruluyor. Bana göre tören bir şov ama PKK'nın başarılı olmuş imajını yaymak ve isteklerini dünya kamuoyu önünde Türkiye Cumhuriyeti'ne bir kez daha bildirmek amacıyla düzenlenmiş PKK'nın tuzağından başka bir şey değildir. PKK'nın isteklerini somutlaştırarak şunları sıralayabiliriz:
PARALANMANIN YOLU AILIR
- Abdullah Öcalan'ın, PKK'lıların affı, siyasi faaliyetlerine izin verilmesi, Kürtçenin eğitim dili olması, Anayasa'daki Türk Vatandaşlığı tanımının kaldırılması ya da 'Türkiye vatandaşlığı' şeklinde değiştirilmesi, yenilgiyi kabul etmek olur ve parçalanmanın yolunun açılmasına katkı sağlar.
- Bazı tehlike ve tavizleri almadan, 'Terörsüz Türkiye' sloganıyla soyut ve tuzak dolu projenin ya da hamasetin kulağa hoş gelen etkisiyle politika saptamak risk ve felakete yol açabilir.
- Türkiye'nin sorunlarını tetikleyen, ulusal güvenliğimize, ülkesi, milletiyle bölünmez bütünlüğümüze yönelik tehdit ve tehlike oluşturan PKK, bozguna uğratılırsa 'Terörsüz Türkiye' projesi gerçekleşir. Herkes Terörsüz Türkiye ister ve doğaldır. Ama teröre taviz vererek bitirmeye çalışmak boştur ve terörü besler ve büyütür.
SİLAHLAR TESLİM EDİLMELİ
- PKK, samimiyse ön koşullar ileri sürmeden kendini lağvetmeli. Silahlarını yakmaz, güvenlik birimlerimize teslim eder. Devletimiz bundan sonra bazı düzenlemeler yapar. 'Terörsüz Türkiye' projesi bu temel ilke kapsamında gerçekleştirilmeli.