Barzani'ye tepkinin nedeni ağır silah değil, bayrakmış!

Irak Kürdistan Demokrat Partisi Genel Başkanı Mesut Barzani, babasının vasiyeti gereği Türkiye'ye yakın bir siyasetçi. Irak'ın kuzeyinde, PKK'nın karşı koymalarına rağmen Türkiye ile birlikte zaman zaman hareket ettiği de biliniyor. Türkiye'ye gelip konferansta konuşma yapması konusunda ilgili bakanlıkların görüşü alınmış, gelmesinde, konuşmasında bir sakınca olmadığı belirtilmişti.

Ancak, gelişi faklı oldu. Korumalarıyla birlikte geldi. Korumalarının elinde uzun namlulu silah, üzerlerinde çelik yelek vardı. Bordo bereliler Barzani'yi korurken, önemli bir krize de neden oldular. İçişleri Bakanlığı da ancak görüntülerle ilgili tepkiler ortaya konulunca olayın soruşturması için iki mülkiye müfettişi görevlendirdi. Konuştuğum bir yetkili, "Nasıl bu durumdan 85 milyon rahatsız olduysa, bizlerde rahatsız olduk" dedi.

ROKETLİ GELSELER BİLE

Cizre Ticaret ve Sanayi Odası, Barzani'nin silahlı korumalarıyla birlikte gelmesinden bırakın rahatsız olmayı, eleştiren siyasetçilere tepki gösteriyor. Oda Başkanı Ömer Faruk Yıldırım'ın Barzani yanlısı Rudav internet sitesinde yer alan açıklamasıyla ilgili, yanlış anlaşılmalara karşı bazı sorularım olacaktı. Başkan konuşmak istemedi. Oda başkanının Rudav'da yayımlanan açıklamasından bir bölüm aktarıyorum:

"Barzani'nin koruma ekibi ve silahları üzerinden yürütülen tartışmalar iyi niyetli değildir. Asıl tepki Irak Anayasası ile korunan Kürdistan Bölgesi bayrağına yöneliktir. Gerçek şudur: Eğer o korumaların omuzunda IKBY bayrağı olmasaydı, değil uzun namlulu silah, roket taşısalar bile kimse bunu sorun etmeyecekti."

Bilemiyoruz, belki de roket atar da getirmişlerdir! Oda adına yapılan açıklamada, Türkiye ile Kürdistan Bölgesi arasındaki ilişkilerin ekonomik ve güvenlik boyutuna dikkat çekildi. Ticaret hacminin 30 milyar dolar seviyesine ulaştığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kürdistan Bölgesi ile tam koordinasyon içinde çalıştığı hatırlatıldı:

DEVLET AKLI DEĞİL

"Sayın Mesut Barzani'nin Cizre ziyaretine yönelik koruma düzeni üzerinden yapılan tartışmalar iyi niyetle açıklanabilir hiçbir yönü yoktur. Açıkça ifade ediyoruz: Bu tepkilerin koruma ekibiyle ya da taşınan silahlarla, ilgisi yoktur. Asıl rahatsızlık, IKBY'nin Irak Anayasası ile korunan bayrağıdır. Türkiye'nin en önemli müttefiklerinden birinin liderine yönelik bu yaklaşım ne devlet aklıyla ne bölgenin gerçekleriyle ne de ekonomik çıkarlarımızla bağdaşmaktadır. Cizre halkı misafirperverliği ve barışa bağlılığıyla tanınır. Sayın Barzani'nin ziyareti, bölgemizin kardeşlik bağlarını güçlendiren bir adımdır."

Cumhurbaşkanı, Cumhur İttifakı'nın ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yapılan hakaretler de unutulmaz.

KORUMA KANUNU YOK SAYILDI

Ülkemizi ziyaret edecek yabancıların koruma hizmetlerinin nasıl yapılacağına ilişkin bir yasamızın bulunduğunu sanırım yetkililer hatırlamamış. 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'na göre koruma hizmetleri yürütülüyor.

Kanunu açıp incelediğimde bu kanunun uygulanmasından İçişleri Bakanlığı sorumlu. Barzani'nin silahlı korumaları ile Türkiye'ye giriş yapması ise kanuna aykırı bir tutum. Barzani'nin koruma talebi varsa koruma hizmetlerinin İçişleri Bakanlığı'nca sağlanması gerekirdi. Anlaşılan Barzani'nin koruma talebi olmadığı gibi, sınırımızda belki de hiç durdurulmadan, VIP salonuna alınmadan, işlemler yapılmadan doğudan geçişi sağlanmış. Yapılan açıkçası yasaya uyulmamasıdır.

Şimdi, İçişleri Bakanlığı olayı soruşturmak üzere mülkiye müfettişi gönderdi. Yasa ortada. Bu yasaya uymayan, gereklerini yerine getirmeyen ise kamu görevlileri. Şu anlaşılıyor ki, "Terörsüz Türkiye" sürecinde, kamu görevlileri başlarına bir şey gelmemesi, yaşanabilecek olumsuzluğun sorumlusu olmamak için görevlerini yapmakta çekinceli davranıyor.