Yeni bir seneye dair kararlar, niyetler, temenniler ve hayaller. Hayal, insana hayatın zorluklarıyla mücadele edebilmek için icat olmuş, doğal bir antidepresan gibi. Üstelik sıfır masraf.
Geçen gün bir videoya denk geldim, çok etkilendim: Halinden, kıyafetinden pek varlıklı olmadığı, şivesinden de Doğulu olduğu anlaşılan bir adama soruyorlar: "En son neyin hayalini kurdunuz"
Sokak ortasında aniden mikrofon uzatılınca adam önce bir afallıyor:
"Valla... Bir hayal kurmuştum, bir hayalim var idi... Ama şimdi yeminle hatırlamıyorum."
Hayal kurmayı, hatta kurduğu hayalleri bile unutan insanlar olduk.
En son ne zaman hayal kurdum diye düşündüm...
Herhalde, hayal kurmanın çocukça bir saflık olduğunu bellediğimden beri.
Çocukken hayallerim hep hayvanlar üzerineydi mesela.
Köpeğim olacaktı, atım olacaktı, yunusum ve filim olacaktı falan...
Düşündükçe şimdi bile iyi gelir, gülümserim.
Hele yunusu!
Hayal kurmanın böyle "bedavadan endorfin" gibi bir yan etkisi var.
Hayal, insana hayatın gerçek zorluklarıyla mücadele edebilmek için icat olmuş, doğal bir antidepresan gibi.
Üstelik sıfır masraf.
Tam da öyle bir dönemden geçiyoruz. Yılbaşları yeni bir seneye dair kararlar, niyetler, temenniler ve hayaller dönemi.
Ekonomik zorluklar düşülünce çoğunluğun hayali de maddi şeyler tabii:
Başını sokacak bir küçük ev, belki yeni bir araba, belki bisiklet...
Tek seferde 1 milyon mu, her hafta 1000 mi
Hatırlar mısınız bilmem, bundan 8 sene önce dünya Kanada Quebec'te düzenlenen bir çekilişi konuşmuştu.
Daha doğrusu hayatta aldığı ilk bilete büyük ikramiye vuran 18 yaşındaki Charlie Lagarde'ı.
Genç kadın 1 milyon dolarlık ikramiyeyi bir kerede almak yerine diğer ödeme biçimi olan "ölene kadar haftada 1000 dolar" seçeneğini tercih etmişti.

3