Yeni yıl kutlaması

Bir kültürün göz alıcı göstergelerinden biri de kutlama çeşitliliği, kutlama zenginliğidir bence. Yeter ki bizde olanları da başka toplumlara tanıtalım, uluslararası kabule sunalım. İşin şakası tabii ama Japonların aşure pişirip dağıttıklarını düşünsenize...

İstanbul Küçükçekmece'de süslenen yılbaşı ağacı, yüzleri kapalı kişiler tarafından baltalı saldırıya uğradı.

Kendimi bildim bileli süren bir tartışmadır bu: Yılbaşı kutlanır mı, ağaç süslenir mi meselesi.

Bitmiyor da. Bundan üç sene önce de bir hanım, gittiği AVM'deki yılbaşı ağacı için kıyamet koparmıştı.

Anlamaya, empati kurmaya çalışıyorum. Yoksa durduk yere ormana gidip çamlara saldıran kimse yok. Yılbaşı ağacını kültürümüze, varlığımıza, birliğimize bir tehdit olarak görüyorlar. Yılbaşı kutlamalarına karşı çıkanların çoğunluğu, bunun bizim kültürümüzde yeri olmadığını savunuyor. Hem de hiç ummayacağınız insanlar.

Örneğin Athena Gökhan.

Gökhancım, iyi güzel de yeni yılı şintoist Japonlar da, Hindu Hintliler de kutluyor. Onların da kültüründe yok. Hem sonra bu "kültüründe olmak" ne zaman başlıyor

Haberin Devamı

Yani kaç yıl geçmesi gerekir bunun için Kıstası var mı

50 sene, 100 sene...

Çay bizim en önemli geleneklerimizden biri, değil mi

Ama öyle Orta Asya'dan getirdiğimiz, babadan dededen kalma bir alışkanlık değil. Ta dünyanın öbür ucundan Seylan'dan ithal, sonradan kültürümüze girmiş.

Rize'de yetiştirilmeye başlaması 1917'de başlıyor, ondan önce çay da yok, ince belli de Ajda bardak da.

Oysa bizdeki yılbaşı kutlamalarının geçmişi 1827'lere dayandırılıyor.

Ayrıca coğrafyadan coğrafyaya da değişiyor bu konu. Daha yeni Mısır'dan geldim mesela... Kahire, Şarm el Şeyh gibi yerleri gezdim.

AVM'ler, dükkânlar süslenmiş, bizden farklı olarak koca koca "Merry Christmas" (Mutlu Noeller) yazıları asılmış, kimsenin de dönüp baktığı, tepki duyduğu yok.

Yani biraz karışık bir konu, öyle şak diye hüküm vermek zor.
Bana kalırsa hepsini kutlayalım.

Milli bayram-larımızı da dini bayram-larımızı da, yine bize ait olmayan Anneler Günü'nü de, Türklerin yeni yılı Nevruz'u da, 1 Mayıs İşçi Bayramı'nı da, 8 Mart Kadınlar Günü'nü de.
Birine sen daha coşkulu katılırsın, öbürüne ben.

Yeter ki birbirimize karışma-yalım, azalta-cağımıza çoğaltalım.

Çünkü bir kültürün göz alıcı göstergelerinden biri de kutlama çeşitliliği, kutlama zenginliğidir bence.

Haberin Devamı

Yani yıllardır AVM'ler süsleniyor, sokaklar ışıklarla örülüyor, alışveriş siteleri kampanya üstüne kampanya yapıyor. Eğer gelenekselleşmeden kasıt buysa geleneksel hale geldi tüm bunlar. Çünkü bir kültürün göz alıcı göstergelerinden biri de kutlama çeşitliliği, kutlama zenginliğidir bence. Yeter ki bizde olanları da başka toplumlara tanıtalım, uluslararası kabule sunalım.

İşin şakası tabii ama Japonların aşure pişirip dağıttıklarını düşünsenize...

Sosyal medyaya "teyze kilidi"