Mykonos, Santorini gibi gözde Yunan turizm bölgelerine girişte yolcu başına 20 Euro ücret alınmaya başladı. Bu parayı elbette oralara yolcu taşıyan cruise gemileri ödeyecek ama onlar da kendi ücretlerine yansıtacak. E ne oldu şimdi "Yunan'da plaj bedava" yaygarası
İTO'nun açıklamasına göre geçen yıl 1.5 milyon Türk turist Yunanistan'ı ziyaret etti.
Buna karşılık Yunanistan'dan ülkemize 700 bin kadar turist geldi.
Kaba bir hesapla Yunanistan'ın bize gönderdiğinin iki misli turist gönderiyoruz komşuya. Bunda iki temel sebep var. Birincisi nüfus tabii. Yunanistan bizim 8'de birimiz.
İkincisi de vize meselesi.
Başka ülkeler Türklere vize vermeyince "Şöyle bir yurtdışı göreyim" diyenler için Yunanistan'ın sağladığı kapı vizesi tek alternatif kalıyor. Belki İspanyol ya da İtalyan vizesi alabilse bu ülkelere gidecek Türk turistler, mecburen Yunanistan'ı tercih ediyor.
Bu yıl Yunanistan'a gidenlerin sayısının şimdiden 850 bini aştığı yazılıp çiziliyor.
"Türklerin Yunanistan merakı"nı açıklamak için çeşitli teoriler ileri sürülüyor. Bunlar arasında en önemlisi komşuda fiyatların daha uygun olduğu görüşü.
Kısmen doğru, kısmen yanlış. Çünkü Yunanistan'ın üzerinde insan yaşayan 200'ün üzerinde adası var.
Yani burnumuzun dibindeki Kos, Meis de bu adalara dahil; daha uzakta kalan Mykonos, Santorini de.
Kos'a, bilemedin bir feribot daha uzaktaki Leros'a gidenler, sanki bütün Yunanistan'ı gezmiş gibi ahkam kesmeye başlıyor: "Kos, Bodrum'dan ucuz Sakız, Çeşme'den ucuz"...
Bu biraz, Kumburgaz'la Alaçatı'yı yahut Şile ile Yalıkavak'ı kıyaslamaya benziyor. Biri orta halli insanlara, diğeri üst segment ziyaretçilere hitap ediyor.
Hani beach'e para vermezdiniz
"Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye'de denize girerken para vermem" diyordu geçenlerde oyuncu Zafer Algöz.
E şimdi Yunanistan Mykonos ve Santorini'ye gelen turistlerden 20 Euro almaya başladı mesela.
Turizmde buna "ayak bastı" para deniyor.
"Denize girerken beach'e para vermem" diye isyan edenler, bu adalara gittiklerinde bırakın beach'i, daha uzaktan denizi bile görmeden kişi başı 1000 lira bayılıyor.
"Monte Carlo cep yakıyor!"
Ben hiç "Bu sene Cannes çok pahalı, Monte Carlo can yakıyor, Nice'te bir hamburger şu kadar olmuş" diyen Fransız'a rastlamadım. Yahut "İoa'da bir Yunan salatası bilmem kaç Euro olmuş" diye isyan eden Yunanlı görmedim.
Herkes oradaki fiyatları kabul eder, parası olan gider. Bodrum'un da 40 yıl önceki naif halini düşünmemek lazım. Türkiye artık dünyanın sayılı turizm ülkelerinden biri ve bu sayılan yerler de dünyanın en büyük turizm ülkelerinden birinin en pahalı yerleri.
Milyonluk şöhretlerle yüzeceksen
En çok da buna gülüyorum: Mesela bana kalırsa Çeşme'nin en güzel plajı, altın gibi kumlarıyla Ilıca. Bir halk plajı.
Giriş ücretsiz.
Ama yok, ben ille de bölüm başına bilmem kaç lira kazanan oyuncuyu göreceğim derseniz...
O zaman onların gittiği Momo Beach'e gidip, giriş ücretini de gelen hesabı da hiç ağlamadan ödeyeceksiniz.
Bir başka örnek:
Madem memleketin üç tarafı denizlerle çevrili, o halde zorunuz ne ille de Rus oligarkların, Arap şeyhlerinin bilmem kaç yüz metrelik süper yatlarını çektiği Yalıkavak'a gidiyorsunuz