Hepimiz korkuyoruz

Herkesi derinden sarsan iki küçük çocuk cinayeti yaşadık: Narin Güran ile Mattia Ahmet Minguzzi. Sarsıldık çünkü çocukların ölümüne üzüldüğümüz kadar, yaşadığımız dünyanın korkutuculuğunu da yüzümüze vuruyorlar.

14 yaşında, kuzu gibi bir çocuktu Mattia Ahmet Minguzzi. Hatta bir gözünde kuzu gibi bir karası vardı. Hayat doluydu. Kadıköy salı pazarına kaykay malzemesi almaya gitmişti. Durduk yere, hiç tanımadığı başka çocuklar tarafından bıçaklanıp tekmelenerek, korkunç şekilde öldürüldü.
Daha da korkuncu şu: Birileri katilleri koruyordu. Cinayeti kınayan bir başka genç darp edildi. Anne-babaya olayın peşini bırakması için tehditler geldi.
Duruşma günü Mattia Ahmet'in mezarı tahrip edildi. Aileyi televizyona çıkarmak isteyen gazetecilere tehditler gitti.
Anne Türk, baba İtalyan. Onların yerine kendimi koyuyorum da...
Nasıl büyük bir çaresizlik!
Hem evladınız katlediliyor hem de hakkını aramamanız için çeşitli tehditlerle karşılaşıyorsunuz.
Neyse ki kamuoyu duyarlılık gösterdi. Destek için duruşmaya katılan sanatçılar oldu.
Tuttuğu takım Trabzonspor tribünlerden birine adını verdi, tribünü çocuk izleyicilere açtı.
Cinayet örgütlü suç kapsamına alındı.
Bazen karmaşık cümlelere, afili laflara gerek yok. Bir şeyi tanımlamanın en doğru yolu, en yalın ve basit hali oluyor.
Oyuncu Yağmur Yüksel, bu olay karşısında hissettiklerini ve aslında hepimizin payına düşen korku ve kaygı duygusunu şöyle ifade etti:
"Yaşamak güzel ama insanlar neden bu kadar cani, bilmiyorum. Kanım donuyor artık. Herkes korkuyor. İnanın ben de korkuyorum. Çok şey denir de aslında, Allah ıslah etsin. Mattia Ahmet için adalet!"
Ne bir eksik ne bir fazla.
Katılıyorum.

Haberin Devamı

Kaç kızım, kurtar kendini

Gelin ile damada kaynak yapıp, dansa üçüncü olarak katılan kaynanayı gördünüz mü
Frued kitaplarına kapak olacak sahne. Önce sosyal medya için komiklik olsun, etkileşim alsın diye çekilmiş sandım. Baktım, takılar, makyajlar, saç-baş, her şey ciddi.
Kayınvalide en özel anda "embedded" olmuş evliliğe.
Kerpetenle çekip alasınız geliyor kadını oradan.
Üç kuşaklık dedikodu malzemesi.
"Damat ilk günden arada kalmış, işi zor" diyeceksiniz.
Demeyin, anneyi bu kadar şımartan aynı adam değil mi Annenin ilişkisi toksik de oğulunki sağlam mı sizce
Hatta öyle ki, anne-oğul arasına lüzumsuz bir gelin girmiş sanki.
Gelin bu görüntüyle hangi hâkime başvursa istediği tazminatı da nafakayı da şak alır.
Kıç kızım, kurtar kendini...
Bu arada bilmiyoruz tabii: Kadın, belki de gelinin annesidir... Ama nedense "erkek annesine" daha bir yakıştırdım bu pervasızlığı.