Çok ilginç bir ressam

Pazartesi ilginç bir sergi açılışına katıldım. Serginin ilginçliği, içeriğindeki eserler kadar, yapıldığı yerden de geliyor:QNB Finansbank'ın Levent'teki "Kristal Kule"si.

Serginin küratörü Galeri Nev'in kurucusu Haldun Dostoğlu'yla tanıştım. Şöyle ilginç bilgiler edindim:
Mesela binanın girişinde sağ tarafta yer alan Erol Akyavaş eseri 1989 İstanbul Bienali'nde sergilenmiş ve her bir tablet üç ayrı semavi dini temsil ediyormuş.


Resepsiyonun üzerindeki Canan Tolon eseri, sanatçının bugüne kadar yaptığı en büyük esermiş.
Nevin Aladağ'ın eserindeki forte üzerindeki top gülleleri Mozart'ın Türk Marşı'nın notalarıymış...
Gelelim önünde kilitlenip kaldığım tabloya:
Nejad Devrim'in tablosu. Çok etkileyici bir adam.
İlk kez geçen yaz İzmir Arkas Sanat'ta açılan bir sergisi vasıtasıyla eserleriyle tanışmıştım.
Türkiye'de soyut resmin öncüsü.
Paris'te sergi açan ilk Türk ressam olduğu söyleniyor ama bunun ispatı çok zor tabii.
Cumhuriyetin kurulduğu yıl doğuyor.
Meşhur Şakir Paşa Ailesi'nden.
Anne, ressam Fahrünnisa Zeyd. Baba, yazar İzzet Melih Devrim.
Dayı, Halikarnas Balıkçısı. Teyzeler gravür ve grafik sanatçısı Aliye Berger ve seramik sanatçısı Füraye Koral...
Çocukluğu Berlin'de geçiyor.
Sonra dönüyor, Galatasaray'da okuyor, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar'da Leopold Levy'nin önce öğrencisi, sonra asistanı oluyor.
Bizans mozaikleri, Osmanlı hat sanatı ve soyut İslam sanatlarına ilgi duyuyor.
O kadar yetenekli ki burs kazanıp Paris'e yerleşiyor, "Paris Okulu" ressamları arasına giriyor.
Ta o dönemlerde İngiltere, İtalya, İspanya, Hollanda, ABD, Sovyetler Birliği ve Orta Asya'ya sanat seyahatleri yapıyor.
Ömrünün son yıllarında Polonya'nın güneyindeki Nowy Sacz adlı bir şehirde inzivaya çekiliyor. Nowy Sacz neresidir, insan neden orada inzivaya çekilir, dedim ya ilginç adam.
1995'te orada gömülmüş. Renkleri acayip iyi kullanmasıyla tanınıyor.
Haluk Akakçe, Abidin Dino, Burhan Doğançay, Bedri Rahmi, Canan Tolon, Ömer Uluç gibi önemli ressamların eserlerinin bulunduğu QNB Finansbank koleksiyonunda Nejad Devrim'in tablosunu görünce doğrudur, bir süre çakılıp kaldım önünde.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Mutsuz, umutsuz gitti rahmetli
BİR YAZAR

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı


Dünyaca ünlü Amerikalı yazar ve entelektüel Paul Auster 77 yaşında hayatını kaybetti.
Kendisiyle 10 yıl önce New York-Brooklyn'deki evinde bir söyleşi yapmıştık.
Hayatta tanıştığım en ilginç portrelerden biriydi.
Zeus gibi bir adam. Sosyal medyası yok. İnterneti yok. Bilgisayarı da, cep telefonu da...
Hiç tatile çıkmıyordu. Ama işin asıl ilginci dünya meselelerini konuşurken hüznünden ağlayacak kadar hassas bir entelektüeldi.
O halini çekmek istedik, izin vermedi. Dünyayı değiştirebileceğine, bir şeyler yapabileceğine inanan ateşli sosyalist değildi artık.
Hüzün doluydu yapamadıkları için:
"Biz aslında bir şey değiştiremedik. Ve büyük makinanın çarkları dönmeye devam etti. Sürekli yenilmemize rağmen bir şeylerin iyiye gideceğini düşünerek ne saflık etmişim. İşler daha da kötüye gitti..."