Justin Timberlake'in 30 Temmuz'da İTÜ Stadyumu'ndaki konseri için kulis istekleri ortaya çıktı.

İlki kulis ısısının 22 derece olması. Bundan makul ısı tercih edilemezmiş.
Yazın o gününde ne çok soğuk ne de çok sıcak olsun istiyor.
Neredeyse "Önceden pencereleri açın, bana yeter" diyecekmiş.
Üstüne başka "kaprisleri" de var ünlü şarkıcının: Badem ve fıstık ile birkaç meyve... Çekirdeksiz üzüm, dilimlenmiş karpuz, muz, ananas, elma.

Hangi lokantaya gitseniz ikram olarak getirilen kuruyemiş ve bir meyve tabağı yani.
"Karpuz dilimlenmiş olsun ki" diyor, "Konser arasında onu kesmekle uğraşmayayım..."
Ha deseniz Çağla Şıkel'in haplı-yemişli kahvaltısıyla geçirecek konseri.
Bana fazla mütevazı geldi.
Bu kadar talepsizlik gerçek olabilir mi

Erkeğin yine adı geçmiyor

Neşe Karaböcek'in hayatını anlattığı "İşte Benim Masalım" kitabının ardından kardeşi Gülden Karaböcek'le olan asırlık "enişte" kavgası tekrar su yüzüne çıktı.
Bu enişteciler tartışması belli ki daha çok su kaldıracak.
Ben de bu mevzunun birinci muhatapları dışında, ikinci kuşak olduğunu hatırlatıp, yeğen Nur Düzgit'in teyzesine zeytin dalı uzatan makul sözlerine yer vermiştim.
Annesi Gülden Karaböcek bu konuda onun da sağa sola konuşmasını yasaklamış.
O ihtimal de söndü gitti.
Bu arada yazı üzerine bir okuyucumuzdan haklı bir tepki aldım, sorusuna aynen yer vermek isterim: "Peki bu olayda Atilla Alpsakarya'nın hiç mi suçu yok Onun adı neden hiç geçmiyor"

Sarı çizmeli Mehmet Ağa

Barış Manço filminde efsane müzisyeni canlandıracak Ekin Koç, projenin rafa kalktığını açıkladı:
"Açıkçası ben çok şaşırmadım, çok maliyetli bir projeydi. Barış Manço'nun 1960, 70, 80, 90'lı yıllarını kapsayan film, prodüksiyon anlamında çok zorlayıcı, mekân anlamında çok zorlayıcı... Belçika, Fransa ayağının olması çok zorlayıcıydı. Özellikle o risk alınabilecek risk değildi."