Aynı ruhta iki kez yıkanılır mı

"Aynı kişiyi asla ikinci kez bulamazsınız. Aynı kişide bile..." Gelin sunucu Nursel Ergin'in bilgelik dolu bu paylaşımını masaya yatıralım. Çünkü eskiden dübeş düştüğünüz biriyle zaman içinde 2-1 denk gelebiliyorsunuz. Artık birlikte ne kapı alabiliyorsunuz, ne rakip pulu kırabiliyorsunuz...

"Gelinim Mutfakta" programından hatırlayacağınız sunucu Nursel Ergin ilginç bir portre. İş insanı Murat Akyer ile 2017'de evlenmiş ama geçen yıl ayrılmıştı. Fakat boşanmanın üstünden 6 ay ya geçti ya geçmedi, tekrar bir araya geldiler. Boşanmada her iki tarafın da haklı yanları olabilir ama birbirlerinin kıymetlerini anladılarsa eğer, geçmiş hatalardan ders alabildilerse ne mutlu onlara. Allah bir yastıkta kocatsın.


En son sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı Nursel Ergin. "Tam şu an olmak istediğin yeri göster" başlığının altına şöyle yazdı güzel sunucu:
"Aynı kişiyi asla ikinci kez bulamazsınız. Aynı kişide bile."
Bazı kafa karışıklıklarına neden oldu bu paylaşım. Murat Akyer'e bir gönderme olup olmadığı tartışıldı.
Ben pek öyle algılamadım açıkçası. Üstelik aklıma çok ünlü başka bir sözü getirdi. Filozof Heraklitos'un "Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz" sözünü. Ne anlama geliyordu bu veciz Şu: Tabii ki aynı nehirde tekrar yüzebilirsiniz. Ama köprülerin altından çok sular akmıştır. Artık ne nehir aynı nehirdir ne de siz aynı siz...
Tıpkı rahmetli Cumhurbaşkanı Demirel'in söylediği gibi: "Dün dündür, bugün de bugün!"
Felsefeden, siyasetten çıkalım; insan ilişkilerine gelelim. Küçükken çok iyi anlaştığınız arkadaşlarınızın, akrabalarınızın hepsiyle bugün de aynı yakınlıkta görüşebiliyor musunuz Daha önce iyi anlaşamadığınız bazı insanlarla zaman içinde yakınlaştığınız, uzlaştığınız olmuyor mu Hepimizin oluyor.
Çünkü insan ilişkilerinin temelinde değişim var. İnsanın değişimi. Üstelik taraflardan sadece birinin değil, her ikisinin de değişimi. Tavladaki zarlar gibi. Daha önce dübeş düştüğünüz biriyle bir sonraki kemikte 2-1 denk gelmişsiniz. Artık birlikte ne kapı alabiliyorsunuz, ne rakip pulu kırabiliyorsunuz.
Yaş faktörü, deneyim faktörüyle zaman içinde ilgi alanlarınız değişmiş, hayata, olaylara bakışınız değişmiş, hoş gördüğünüz şeyler gözünüze batar, sevmediğiniz yanları anlaşılabilir, kabullenilebilir olmuş...
Tıpkı yıllar içinde fiziksel görünümümüzün değiştiği gibi.

Aile örneği

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

İnsan ilişkilerinde olduğu gibi, özel hayatta da böyle yürüyor hayatın dinamikleri. Dün çok hayran olup yükseldiğiniz, yerlere göklere sığdıramadığınız birine bugün o kadar hayran olmayabiliyorsunuz.
Bazen her iki tarafın da kabahati var, bazen de kimsenin günahı yok. Yaşananlar atomu bile parçalıyor, bir dönem birlikte bir su damlasıyken seni hidrojene, onu oksijene çeviriyor.
Uzun ilişkilerin sırları da burada yatıyor galiba. Bütün bu değişimleri birlikte göğüsleyebilmekte.
Şimdinin insanları bu konuda biraz daha tembel, daha "Eeeh çekemem be"ci...
Oysa dedemle anneannemi hatırlıyorum mesela.
Henüz ikisi de reşit değilken el ele tutuşup kaçmışlar Rize'nin bir köyünden.
Bilinmeyenler şehri İstanbul'a. Köyünüzün, baba evinizin güvenli ortamını düşünün...
Bir de bir gece yarısı, kimselere haber vermeden, aslında çok az tanıdığınız bir delikanlıyla bilinmeze çıkılan o yolculuğu. Okuması yazması bile olmayan 17 yaşındaki bir kız çocuğunun aşk uğruna o cesaretini.
Karadeniz insanı olan dedem gençliğinde hırçın bir adammış. Sözünün üstüne söz söylenmez, tükürdüğü yeri yakarmış.
Ama Karadeniz ailelerinde genelde hep böyledir. Erkekler gençliklerinde kurt, yaşlanınca kuzu olurlar eşlerinin yanında.
Aynısı bizim ailede de yaşanmış. Rahmetli Ensar kocayınca, rahmetli Nazmiye'nin hep dizinin dibinde oturduğunu bugün gibi hatırlarım.