Konya bir başka güzeldi

25 Ekim 2025 Cumartesi günü davet üzerine Konya yolundaydık.

Uçarcasına giden yüksek hızlı tren, bir saat elli dakikada bizi menzilimize ulaştırdı. Selçuklu durağında, bizi kadim dostumuz İsmail kardeş karşıladı ve süratle Selçuklu Kongre Merkezine geçtik.

ok geniş bir alana inşa edilen bu tesisi ilk defa görüyordum. ok farklı kültürel faaliyetlere hizmet veren bu tesis, gerçekten muhteşem bir yapıydı. Kitap fuar alanına intikal ettiğimizde, çok farklı yayınevlerinin standları bir hayli kalabalıktı. Yeni Asya standına vardığımızda, Recep Beyi vazife başında ve yardımcıları ile birlikte gelenlere hizmet verir halde bulduk.

Saat 12:00'da "Millet Birliği ve Demokrasi" üzerine yapacağımız konferans için sürekli anons yapılıyordu. Vakti geldiğinde üst kattaki Malazgirt Salonuna geçtik. ok geniş olan konferans salonu, neredeyse tamamen doluydu. Takdim konuşmasından sonra, kürsüden konferansımızı sunmaya başladık.

Seksen altı milyonluk bir millet olarak, kırka yakın etnik kökeniyle, başta Türkler ve Kürtler olarak diğer unsurlarla birlikte, bin yıldan bu yana bu topraklar üzerinde birlikte yaşıyorduk. Cenab-ı Hak, Hucurat Suresi 13. ayette "Sizi millet millet, kabile kabile yarattım, tâ ki birbirinizle tanışasınız ve yardımlaşasınız. Yoksa düşmanlık yapasınız için değil." Yine aynı surenin 10. ayeti "Mü'minler ancak kardeştir. Siz de kardeşlerinizin arasını düzeltin, barıştırın." Bu ayetler ışığında, özellikle Milâdî 639 yılında İslâm ordusu tarafından fethedilen Diyarbakır'dan bu tarafa Müslümanlığı kabul eden Kürtler ve 652 yılında yine İslâm ordusu ile yaptıkları Talas Savaşında Müslüman olan Türkler, o zamandan beri mü'min kardeşler olarak bu vatanda birlikte yaşadılar, birlikte savaştılar ve Osmanlı devletinin yıkılmasından sonra, Türkiye Cumhuriyeti devletini diğer unsurlarla birlikte kurdular.

26 Ağustos 1071 tarihinde, Anadolu kapılarını bizlere açan Sultan Alpaslan'ın ordusunda, on bin kadar Kürt aşiretlerinden Müslüman askerler de vardı. Bu itibarla, başta Türkler ve Kürtler olmak üzere, diğer etnik kökenden olan dindaşlarımızla birlikte bin seneden beri bu vatan topraklarında birlikte yaşayarak geliyoruz. Bu Müslüman milletin birliği her şeyin üstündedir. Marksist ve Leninist olan PKK kanlı örgütü, Kürtleri temsil edemez ve bu milleti bölemez. Doğulusu ve batılısı, kuzeylisi güneylisi ile, Alevîsi ve Sünnîsiyle hepimiz biriz, beraberiz ve hepimiz bu ülkenin birinci sınıf vatandaşlarıyız. Milletçe farklılıklarımız, bizim zenginliğimizdir. Bu ülkede ikinci sınıf vatandaş kavramı yoktur. Seçildiği takdirde, herkes her vazifede bulunabilir.