Dönüşemeyen yok olacak!

ANTALYA çok özel bir kent. Bu özel kenti parlatacak, yıldızlaştıracak kaliteli organizasyonları daha çok konuşmak, daha çok anlatmak gerekiyor. İşte o kaliteli organizasyonlardan biri de Batı Akdeniz Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu ev sahipliğinde Kemer'de gerçekleştirilen 26. İş Dünyası Zirvesi'ydi…

Üç gün süren zirveden çok önemli ekonomik başlıklar çıktı; ancak ben yine de BAKSİFED Başkanı Mustafa Cengiz'in aldığı notların bir kez daha üzerinden geçmek istedim.

*

Mustafa Bey'in ekonomik yaklaşımlarını beğeniyorum.

*

Siyasetten uzak, gerçekçi, soğukkanlı; ama aynı zamanda eleştirel bir yol izliyor.

*

Kendisine önce Antalya notlarını sordum ve şu yanıtları aldım:

GÜÇ VE KIRILGANLIK…

"Antalya, Türkiye'nin dünyaya açılan en güçlü kapılarından biri. Turizmde, tarımda, lojistikte, hizmet sektöründe ve uluslararası iletişimde bu şehir uzun süredir öncü bir rol oynuyor. Antalya, Türkiye'nin küresel vitrini, değişimin ve dönüşümün de doğal merkezi olabilecek bir şehir. Antalya ekonomisi, turizm ve tarım gibi iki temel sektöre fazlasıyla bağımlı. Bu hem büyük bir güç hem de ciddi bir kırılganlık.

Haberin Devamı

YENİLENMEK ZORUNDAYIZ

Dünya enerji fiyatlarının, küresel talep dalgalanmalarının, hava şartlarının, jeopolitik risklerin ve dijital platform devlerinin baskısı altındayken Antalya sadece gelen turistin davranışına, iklimin insafına veya dış platformların algoritmalarına bel bağlayamaz. Bu şehir artık kendi kaderini kendi verisiyle, kendi teknolojisiyle, kendi yeniliğiyle yazmak zorunda. Antalya turizmde sadece tesis kalitesiyle değil, dijital aklıyla da öne geçmeli."

"Peki, Türkiye nasıl bir ekonomik pozisyon almalı" diye sordum.

*

Şunları söyledi Mustafa Bey:

CESARETLİ OLMALIYIZ

"İş dünyasının görevi pembe tablolar çizmek değil, riskleri doğru okuyup fırsatları cesaretle kucaklamak. İş dünyasının artık savunmada kalma, bekleme veya erteleme lüksü yok. 'Kriz geçsin de öyle hareket ederiz' diyen şirketlerin yarın ayakta kalması mümkün olmayabilir.

OYUN DIŞI KALABİLİRLER

Hâlâ 'Dijitalleşme maliyet', 'Ar-Ge lüks', 'Yeni pazarlara açılmak risk' diyenler, dünyanın yeniden şekillendiği bu dönemde oyunun dışında kalabilir. Oysa bu ülkedeki her bir iş insanı oyundan düşmek için değil; oyunu yeniden kurmak, kuralları belirlemek ve geleceğe yön vermek için var.

Haberin Devamı

YAŞAM MERKEZİ OLMALIYIZ

Türkiye, dünyanın hızlı dönüşümünde bir takipçi değil öngörülü, stratejik, çağı yakalayan ve en önemlisi geleceği kurgulayan bir oyun kurucu olmalı. Ülkemiz; Avrupa'nın güçlü sürdürülebilirlik laboratuvarı, yüksek nitelikli beyinlerin yaşamayı tercih ettiği küresel bir yaşam merkezi olmak zorunda."