Bismillâhirrahmanirrahîm!
GAZZE'DE insanın kanını donduran ürpertici manzaralar… Açlıktan daha zor bir imtihan olur mu Bir deri, bir kemik kalmış insanlar… Hele çocuklar, bebekler, melek yüzlü yavrular… İnsanın içini yakan çığlıklar… Annesi şehit olan hasta yavru, "İlâçlarımı annem getiriyordu, şimdi ilâçlarımı kim getirecek" diye feryat ediyor. Bunlara birlikte şahit oluyoruz. Kesinlikle ilgisiz kalınmaması gereken olaylar!..
250 kadar Gazzeli açlıktan öldü. Bunların 100 kadarı çocuk… Her gün açlıktan ölüm haberleri geliyor. Bunlara sessiz kalanlar ölenlerin "suç ortağı"dır. Uzmanların görüşü, Gazze'deki "insanî kriz"in daha da derinleşeceği yönünde! Parçalanmış cesetler, annesinin kucağında açlıktan eriyerek ölen evlâtlar… Can dayanacak gibi değil… Gazze'de benzeri görülmemiş bir insanlık trajedisi yaşanıyor.
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, "Bu manzaralar karşısında başımızı yastığa koyduğumuzda nasıl uyuyabiliyoruz" sorusunu yönelterek devam etti: "2 yıldır sadece konuşuyoruz. Üsküdar'da 7 partinin katılımıyla miting yaptık, TRT tek cümle olsun vermedi. İnsanlık ölüyor. İsrail'le ticaret sürüyor. İsrail'in 'Eyyy İsrail!' sözüne ihtiyacı yok! İsrail ancak güçten anlar." (Halk TV, 13 Ağustos 2025)
Dünya İslâm Âlimleri eski Başkanı Prof. Dr. Yusuf el-Karadavî'nin "Fıkh'ul Evleviyyât/Öncelikler Fıkhı" ismiyle meşhur bir eseri var. Diyanet İşleri eski Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez "Öncelikler Fıkhı"na atıf yapan görüşlerini videoya çekti. Gazze'deki görevimizin "öncelikli" olduğunu hatırlatarak şöyle bir olay anlattı:
DAHA FAZİLETLİ
"BÜYÜK müçtehit Abdullah bin Mübarek, bir kültür merkezi durumundaki Türkmenistan'ın Merv şehrinden büyük bir kafileyle hac için yola çıkarlar. Pek çok beldeleri geçerek Şam diyarında mola verirler. O arada, azık olarak beraberinde getirdikleri kanatlı hayvanlar var. Bunlardan bir tanesi ölür. Abdullah bin Mübarek, onu çöplüğe atmalarını ister. Hayvanın ölüsünü çöplüğe atarlar.
Bu arada yakınlardan bir evden bir kız çocuğu hızlı bir şekilde çıkarak çöplüğe atılan kanatlı hayvanı alır, evine götürür. Abdullah bin Mübarek, müdahale ettirir. Giderler, kapıyı çalarlar ve derler ki: 'Az önce sizin aldığınız hayvan murdardır, haramdır, yenmez, caiz değildir.' Kız cevap verir: 'Size haramdır; ama bize helâldir. Çünkü bizim babamız öldü. İki kardeşiz. Günlerdir karnımıza bir lokma girmedi. Biz açlık çekiyoruz. Onun için size haram olan bize helâldir' der.
Bunun üzerine Abdullah bin Mübarek emrederek vekiline şöyle sorar: 'Kaç paramız var' Vekili, 'Bin dinarımız var, efendim' der. O da: 'Merv'e ulaşıncaya kadar yetecek olan 200 dinarı al. Geri kalan bütün paraları bu eve teslim et. Biz bu sene hacdan geri dönüyoruz' diyerek, konuşmasını şöyle bitirir: 'Bu yaptığımız bizim bu sene yapacağımız hacdan daha faziletlidir."
Sayın Görmez devam eder: "İslâm medeniyetinde 'öncelikler fıkhı' vardır. Önceliğini kaybeden dindarlığını da kaybeder. Değerler hiyerarşisini terk eden birisi değersiz kalır."
AÇLIKTAN ÖLÜRLERKEN!