Bismillâhirrahmanirrahîm!
23 EYLÜL 2025 günü BM'nin merkezi New York'ta "80. Genel Kurul Toplantısı" yapıldı. Toplantının ana teması, "Birlikte Daha İyi: Barış, Kalkınma ve İnsan Hakları İçin 80 Yıl ve Ötesi" olarak ilân edildi. Genel Kurul'da pek çok ülke liderince ticaretten savaşlara; iklimden yapay zekâya; Gazze'den insan haklarına kadar hemen her şey konuşuldu. 193 ülkeyle temsil edilen küresel bir toplantıdan beklentiler yüksekti.
BM'nin ilân ettiği genel gündem dışında her ülkenin önceliği olarak belirlediği ayrı bir gündemi vardı. Dünyanın jandarmalığına soyunan ABD'nin ayrı gündemi olması tabiiydi. BOP başta olmak üzere projelerini hayata geçirmek, sömürgeci zihniyetini sürdürmek, çıkarlarını ve varlığını korumak istiyordu. Bu sebeple dünyada "yayılmacı" bir politika izliyordu. BOP'u sonuçlandırmak için Türkiye'ye büyük ihtiyacı olduğunun farkındaydı.
Bu amaçla Trump hem genel kurulda konuştu hem de pek çok liderle görüşmeler yaptı. 8 İslâm ülkesinin lideriyle ayrı toplantı düzenledi. Bu toplantıda Türkiye Cumhurbaşkanı'nı yanı başına aldı. Toplantıların hepsinde ülkeler memnuniyetlerini ifade ediyor; "harika" benzeri değerlendirmeler yapıyorlardı. Ama asıl önemli olan "sonuç"tu.
Dış politika, hamaset ve duygusallığı kaldırmazdı. Mütekabiliyet-karşılıklılık esastı. Bu yüzden Trump beni "övdü", yanına oturttu, yüzüme "güldü", özel görüştü, özel bir mekânda misafir etti, gibi söz ve davranışlar karşısındakini etkileyip istediğini elde etme ataklarından başka bir şey değildi.
ERDOĞAN, TRUMP
BM TOPLANTISI öncesi Trump'ın Erdoğan'ı kabul edeceği ilân edildi. Hatta Trump, Erdoğan'la görüşmeyi "sabırsızlıkla" beklediğini açıkladı. Görüşmenin konusunun da F16 ve F35'ler olduğunu duyduk. Erdoğan, ABD'ye giderken Gazze'deki saldırıları, soykırımı, açlığı gündeme getireceğini söyledi. Toplantı sonrasında F35'ler konusunun yıl sonuna kadar netleşeceği açıklandı. THY tarafından yapılan açıklamaya göre, Türkiye, 2029-2034'te teslim edilmek üzere, Boeing B787 uçağı siparişi verdi.
Trump'ın Erdoğan'dan küçük(!) bir isteği oldu: Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasına izin vermesi. "Gereği yapılacak" denilen bu okulun daha çok ajan yetiştirdiği kamuoyunca bilinmektedir. Rahip Brunson olayı kimsenin meçhulü değil. FETÖ kalkışmasında Türkiye aleyhine casusluk yaptığı için 35 yıl hapis cezasına mahkûm edildi. AKP Genel Başkanı, "Ben varken vermem" demesine rağmen, bir gece vakti, bir ABD uçağı gelerek Brunson'ı alıp ABD'ye götürdü.
Gazze konusu konuşulmadı mı O kadar çok konuşuldu ki! İsrail'in en büyük azmettiricisi ve destekçisinin ABD olduğunu kimse söyleyemedi. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Gazze operasyonunun yıkıcı sonuçlarını anlattı. Saldırıların "daha vicdansız bir hal aldığını" söyleyerek; "Hayatımda böyle felâket ve şiddet görmedim" açıklamasını yaptı.
Guterres, bütün orduların birleşerek Gazze'yi kurtarma "uçuk" teklifinde bulundu. BM kürsüsünde Gazze'deki faciayı anlatma yarışı vardı. Kimse "Küresel Sumud Filosu"nun güvenliğinin sağlanmasından söz etmedi.