Bismillâhirrahmanirrahîm!
HAÇLI-Siyonist İttifakı'nın güdümünde olan dünyanın nereye evrilmekte olduğuna dikkat ediyor musunuz Sömürgeciler, dünyada İslâm ülkelerinin gelişmesi bir tarafa; tek bir Müslüman'ı bile görmek istemiyorlar. Şer ittifakının hedefi yalnız Gazze ve Filistin değildir. Siyonistler Arz-ı Mev'ud'a ulaşmak; ABD öncülüğündeki Hıristiyanlar ise tüm Afrika'yı kontrollerine almak istiyorlar.
Haçlı-Siyonistlerin varmak istediği hedef ve sözleri eylemlerine yansımıştır. İslâm ülkelerini tek tek avlamak için, önce maksada uygun kıvama getirip, sonra da yutmak istiyorlar. "Dostluk"; "stratejik ortaklık"; "normalleşme"; "İbrahim Anlaşması"; "diyalog ve barış" gibi söylemlerin arkasına sığınarak İslâm ülkelerini "yumuşak lokma" haline getirmeyi amaçlıyorlar. Onları ayrıştırıp birbirine düşman ediyorlar.
Katar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi, tanınmış siyasi analist Prof. Dr. Muhammet Muhtar eş-Şankırî AA muhabirine yaptığı açıklamada; İsrail'in yalnız Filistin topraklarını değil; Türkiye dahil, tüm Orta Doğu'yu ele geçirmek istediğini belirterek ekledi: "İsrail, kontrolünde tuttuğu alanı genişleterek tüm bölgenin egemen gücü haline gelmek istiyor. Türkiye ve Suriye'nin İsrail'le ittifak kurması büyük bir tehlike olur." (21 Temmuz 2025)
ABD ve İsrail'in İslâm topraklarında "babasının çiftliği" gibi dolaşmasına izin verilmemelidir. Onuru elden gidenin, ülkesinin de elden gideceği unutulmamalıdır. ABD, hangi hakla Gazze'yi "turizm merkezi" haline getireceğini söyleyebilir İsrail hangi hakla İslâm topraklarını işgal edebilir "Birlik" halinde zorbaya haddinin bildirilmesi "zorunluluk" halini almıştır.
NEYİ BEKLİYORUZ
BUNCA yalnızlaştırma operasyonları karşısında, İslâm dünyası "birlik" olup "tek yumruk" haline gelmesi için daha neler yaşanmasını bekliyor Bunca kutsal topraklarımız işgal altında tutulurken! Millî Gazete, 18 Haziran 2025 günü, Arz-ı Mev'ud haritası yayınladı. Haritadaki ülkelerin durumlarını özetledi, "Arz-ı Mev'ud'a ne kaldı" sorusunu yönelterek tam sayfa haber yaptı.
Resim ve yazılarla desteklenen Millî Gazete'nin haberinde İslâm dünyasının durumu ve işgalcinin yaptığı zulümler gözler önüne seriliyordu. Arz-ı Mev'ud sınırları içindeki ülkelerinin yerleri gösteriliyor, isimleri sayılıyordu: Türkiye, Suriye, Irak, Kuveyt, Suudi Arabistan, Ürdün, Lübnan, Filistin, KKTC, GKRY… Şu söz ise manzaranın tam tasviriydi: "Bütün bu kaos, kan, terör "Arz-ı Mev'ud için!"
Bu gidişatı durduracak el nerede Türkiye Hükûmeti, "ABD dostum"; "İsrail'le normalleştim"; "BOP Eşbaşkanı'yım" diyor. Dış politikadaki "mütekabiliyet - karşılıklılık"tan eser yok. Tek taraflı "dostluk"; tek taraflı "normalleşme!" "Dost" olsaydınız insanlar açlıktan ölür, Gazze tükenirken; dostunuza söyler, insanî yardım tırlarının Gazze'ye girmesini sağlar, insanların açlıktan ölmesini engellerdiniz! Siz açlık üzerinden bile çıkarınız peşindesiniz!
Gazze Savaşı'nda siyasi güce sahip olup karar mercii olmanın önemini çok daha iyi anladık. Erbakan, 1997'de millî hükûmet olarak, el-Halil'de 19 Filistinli şehit olunca hemen asker gönderip zulmü durdurmuştu. İşbirlikçi hükûmet döneminde 57 bin Filistinli öldü; sınırlarda bekleyen binlerce tırlık insanî yardımı bile Gazze'ye sokamıyor.