"Bana ne Amerika'dan!"
Bismillâhirrahmanirrahîm!
İSRAİL'İN İran'a karşı 13 Haziran'da baskın saldırılar düzenlemesi, İran Genelkurmay Başkanı ve üst komuta kademesinden komutanlarla nükleer bilimcilerden toplam 20 kadar kişinin şehit edilmesiyle sonuçlanmıştı. İran kısa sürede toparlandı; en korunaklı şehir olarak tanıtılan Tel Aviv'i delik deşik etti. Şehri harabeye çevirdi. İsrail hem büyük darbe aldı; hem de psikolojik çöküntüye uğradı. Ağlayan İsrailli asker görüntüleri videolara yansıdı.
ABD, baştan beri İsrail'e her türlü yardım ve desteği hiç eksik etmedi. Gözdesi İsrail'in hezimete uğramasını içine sindiremedi. Onu düştüğü feci durumdan kurtarmak için onunla birlikte işgale katıldı. Ortak operasyonlar düzenlediler. İran'ın 3 önemli nükleer tesisinin en başındaki Fordo'yu, 6 adet sığınak delici kullanarak vurdu. Siyonizm'in gönüllü uşağı olduğunu gösterdi. 2 nükleer tesisi de, bölgedeki Amerikan denizaltılarından fırlatılan 30 Tomahawk füzesiyle saldırdı.
İran, ABD terörüne karşı çok sert cevap vereceklerini açıkladı. Hamaney, İran'a yapılan baskında, "İsrail başladı; İran bitirecek" demişti. İran'ın attığı füzeler İsrail'in güneyinde bulunan Berşava şehrindeki 7 katlı binayı delik deşik etti. Binanın çevresinde büyük yıkım yaşandı. ABD'nin İsrail'le birlikte, İran'a operasyon düzenlemesi de İran'ı pes ettiremedi.
İran'ın, ABD ve İsrail'e karşı kararlı irade ortaya koyduğunu gören Trump, ateşkesi seslendirmek zorunda kaldı. İran'ın Katar'daki ABD'nin askeri üslerine saldırıp Amerika'ya korkulu anlar yaşatması da ateşkeste etkili oldu.
ERBAKAN FERASETİ
ABD ve İsrail, birleşerek İran'a karşı operasyon düzenlediler. İran ise sert cevap vererek ABD ve İsrail'i geri adım attırdı. Olay, Erbakan Hoca'nın, "Bana ne Amerika'dan!" sözünü hatırlattı. Erbakan Hoca, ABD'nin sömürgeci hedefleri varsa, biz Müslümanların da "barışçı" ve "insanca yaşama"yı amaçlayan hedefleri var. ABD bizi engelleyemez. Biz, insanların huzur ve barışı için üzerimize düşeni yapmaya çalışırız, demek istiyordu.
Erbakan Hoca güce boyun eğmedi. ABD ve Batı'nın sömürgeci, bencil, çıkarcı emellerine alet olmadı. İşine baktı; D-8'i kurdu; hedeflerine ulaşmaya çalıştı. Amerika'yı "kadim dost"; "stratejik ortak" kabul ederek, attıkları adımlarda, "Amerika ne der" hesabı yapanlara, "Bana ne Amerika'dan!" cevabını verdi. Sömürgecilerin "güçten anladığı"nı bilerek Türkiye'yi güçlendirmeye, İslâm dünyasını birleştirmeye çalıştı.
İsrail-İran çatışmasında da aynı durumu yaşadık. İsrail, İran'ın füzeleri karşısında delik deşik olmaya başlayınca masaya oturmayı konuşmaya başladı. Millî Gazete 25 Haziran 2025 tarihli nüshasında olayı, "İsrail füzeden anladı" manşetiyle duyurmuştu.
Yaşananlar, İslâm dünyasının işgal ve saldırılardan kurtuluş yolunun nasıl olması gerektiğini apaçık gösterdi. Tek başına İran bile, iradî bir duruş ortaya koyarak İsrail ve ABD birlikteliğine diz çöktürdü. Türkiye, Mısır, Pakistan, Endonezya, Malezya, Nijerya, Bangladeş ve diğer İslâm ülkelerinin de katılımı ile dünyada en etkili güç olacağımız gerçeği açıkça görüldü. Bu gerçek, hemen harekete geçmeyi zorunlu kılıyor.