27 Kasım.
Bu tarih, sıradan bir takvim yaprağı değil. Bu, Batı'nın "kutsal savaş" ilan ettiği, Doğu'nun ise o savaşı iki yüzyıl boyunca göğsünde durdurduğu günün adıdır.
1095'te Clermont'ta "Deus vult!" diye bağıran kalabalık, Kudüs'e doğru yola çıkmıştı.
2025'te aynı gün, aynı kalabalığın torunları Türkiye'ye gelip sessizce şunu kabul etti:
"Barış istiyorsanız, anahtar Ankara'da."
Tarih bazen böyle acımasız bir ironiyle döner.
PAPA'NIN ROTASI TESADÜF DEĞİL BİR JEOPOLİTİK TESLİM BELGESİDİR
Papa XIV. Leo'nun 27-30 Kasım 2025 Türkiye ziyareti, Vatikan'ın resmi takviminde "İznik Konsili'nin 1700. yılı kutlaması" olarak geçiyor.
Ama kimse kendini kandırmasın.
Bu ziyaretin asıl nedeni, 21. yüzyılın kaos haritasında Türkiye'nin tartışmasız merkezde duruyor olmasıdır.
Papa önce Ankara'ya indi. Anıtkabir'e gitti, çelenk bıraktı, saygı duruşunda bulundu.
Ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'la baş başa görüştü.
Konuşmasının en çarpıcı cümlesi şuydu:
"Parça parça yürüyen bir üçüncü dünya savaşı riski altındayız. Bu yangını söndürebilecek kilit ülke Türkiye'dir."
Ardından İstanbul ve İznik'e geçti. Fener Rum Patriği Bartholomeos ile birlikte dua etti, Hrıstiyan mezheplerine "birlik" çağrısı yaptı, "din adına şiddeti lanetlediğini" tekrar tekrar.
Yani tam da Haçlı Seferleri'nin ilan edildiği günde, Haçlıların manevi merkezi Vatikan'ın başı, Anadolu'nun ortasında "şiddete hayır" dedi ve barışın yolunu Türkiye'ye bağladı.
Bu bir ziyaret değil, tarihe düşülmüş çarpıcı bir dipnottur.
BATI'DA HÂLÂ "DEUS VULT" DİYE DÖVMELİ ADAMLAR GEZİYOR
Avrupa'da ve Amerika'da aşırı sağ hâlâ o eski sloganı bayrak yapıyor.
Sosyal medyada haçlı şövalyesi meme'leri, oyun profillerinde "Deus lo vult" imzaları, seçim mitinglerinde aynı nakarat.
En çarpıcı örnek 2024'te patlak verdi: Donald Trump'ın Savunma Bakanı adayı Pete Hegseth'in kolundaki büyük "Deus Vult" dövmesi.
Pentagon içinde bir asker tarafından "aşırılık şüphesi" olarak rapor edildi.
Katolik muhafazakâr medya ayağa kalktı: "Bu bizim tarihî mirasımız, beyaz üstünlükçüler kullanıyor diye vazgeçmeyiz."
Liberal medya ise tam tersini savundu: "Bu sembol artık nefretin kodu."
Tartışma hâlâ sürüyor.
Ama aynı günlerde Papa, o sembolün hedefindeki topraklarda durmuş, "Türkiye'siz barış olmaz" diyordu.
İroni burada zirve yapıyor.
Anadolu 1095'te de, 2025'te de aynı yerde duruyor.
Değişen sadece gelenlerin niyeti.
"HASTA ADAM"DAN "HAKİM ADAM"A
19. yüzyılda Avrupa diplomasisi bize "Hasta Adam" diyordu.
Hasta olduğu söylenen imparatorluk çöktü, yerine genç bir cumhuriyet doğdu.
O cumhuriyet, Çanakkale'de, Dumlupınar'da, Kıbrıs'ta, Afrin'de, Karabağ'da hep aynı mesajı verdi: "Bu topraklar geçit vermez."
Bugün aynı topraklar kılıçla değil, diplomasiyle geçit vermiyor.

15